Genel Yayın Yönetmenliğini şair Bülent Parlak’ın yaptığı İzdiham’ın 44. sayısı çıktı.
2014 yılında çıkan 16. sayısının kapağına nazire yaparak yayınlanan İzdiham, “sevenler elbet kavuşur” dediği 16. sayısından sonra 44. sayısında “kavuşmak mahşere kaldı” manşetiyle yayınlandı.
İzdiham’a has İzdiham Maarif Takvimi ile başlayan 44. sayıda Luis Ferdinand Celine’nin “Gecenin Sonuna Yolculuk” kitabında bir alıntı ile devam ediyor. Celine şöyle diyor: “Aslına bakılırsa kuşku uyandıran biricik şey kahramanlıktır.”
“Her şey ben yaşarken öldü” dedikten sonra Gökhan Özcan’ın deneme metni çıkıyor karşınıza. “Solgun Bir Yüzden Eksilmekte Olan Bakışlar.” Prof. Dr. Turan Karataş’ın değindiği konu ise sözleri değiştirilen türkülerimiz. “Mısır’a Eyüp değil Yusuf gitti.” derken neden değiştirildiğine dair görüşlerini de kaleme alıyor.
Tam bir özgürlük için yenilmek yetmez diyen Atakan Yavuz, Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi’nin onuncusunu yazdı. Abdullah Harmancı Hav adlı yazdığı hikayede “Nasıl yani biz şimdi bu ânı yaşamakta mıyız?” diye soruyor.
İzdiham’ın bu ayki şiirleri Dilek Kartal ile Bülent Parlak’a ait.
” Bir başkası bize acı çektirme kudretine sahip değildir.” diyen Seda Nur Bilici kitapların ve film kahramanlarının psikolojisini değerlendirmeye devam ediyor. Bu sayıda ele aldığı kişi Ali Nazik. Şiirlerin öyküsünü yazmaya devam eden Güray Süngü, Mustafa Akar’ın bir mısrasını ele alıyor.
Emine Şimşek ise klasik bir tablonun kendi zihnindeki çağrışımlarını anlatıyor. Bu sayıda Mona Lisa tablosunu değerlendiren Emine Şimşek, bir günahı haklı çıkaracak kadar güzel diyor.
BEN İSTESEM MEVLÂNA BİLE OLURUM
Faruk Sarıkavak ise istese Mevlana bile olabileceğini dile getiriyor. ” Sanki yasak meyveyi yemişim de, cennetten kovulmuşum gibi yaşıyorum.” Haluk Levent ise en beğendiği on şarkısını İzdiham ile paylaşıyor.
Adem. Maksatsız., “edebiyat ve dedikodu” üzerine yazdığı denemesinde insan güvenmek isteyen bir canlıdır diyor. Edebiyatın dedikodu üreten bir mekanizma değil, gerçekleri söylemesi gereken bir alan olduğuna dikkat çekiyor.
Ahmet Aslan ise yine çok kısa ama çok anlamlı bir hikaye yazdı. “Hasılat, cana kıymaya değmezdi.”
Mustafa Kutlu’ya özel bir sayfa hazırlayan İzdiham, Kalbin Sesi’ni sayfalarına taşıyor. Yaşar Ercan ise Jules Payot‘un biyografisini yazdı.
MALATYALI FAHRİ
Onur Korkmaz, Malatyalı Fahri’nin Malatya’dan İstanbul’a giden yolculuğunu kaleme aldı. “Toplum acı çekerken, hastalığının sorumlusunu, kötü talihinin öcünü alabileceği kimselerde arar.” diyen Halil Ecer’i “arkadan ateş edenleri hiç sevmem.” diyen Halil İbrahim Kuruçay takip ediyor. Meryem Ermeydan Güve, Berat Karataş ise Bir Yerin Yabancısı metni ile devam ediyor.
“Sirkeci Büyük Postane’den Bir Tren Kalkar” Mustafa Toprak’ın Büyük Postane’yi anlattığı yazısının başlığı. Hüseyin Hakan ise virüsün, insan kapıp öldüğünü dile getiriyor.
İbrahim Varelci, günümüz konularına edebiyatçı bakışıyla ele alıyor. Yasin Kara ise yine kendi tarzında bir denemeye imza atıyor.
İzdiham Kitap Okuma Hareketi temsilcileri ise “bunlar adamı ne yapar?” sorusuna cevap veriyor. Tuğba Karademir ise Behruz diyor.
İzdiham’a gazete bayileri, D&R, Migros, Karfur ve kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.
İZDİHAM