Jean Teulé, İntihar Dükkânı
İntihar Dükkanı Fransız yazar Jean Teule’nin bir kitabı.
Hepimiz için hayatın zor geldiği, en azından içinde bulunduğumuz durumdan kurtulmak için bir süreliğine de olsa yaşamaya ara vermek istediğimiz zamanlar olmuştur. Yaşamın çıkmaz yollarına girildiğinde dayanmak için her zaman tek bir şeye ihtiyaç vardır. Minicik bir umut ışığı bile yeter. Çözümün olası olduğunu bilmek, bir gün sıkıntıların geçeceğine dair az da olsa inanmak bizi düştüğümüz çaresizlik kuyusundan kurtarır. Peki, ruhumuz dalga dalga koyulaşan griliklerden siyah renklere doğru çekilir, biz iyice ne yapacağımızı bilemez hale gelirken önünden geçtiğimiz bir dükkanın tabelasında “İntihar Dükkanı”, vitrininde de “Hayatta başarılı olamadınız mı? Bize gelin, ölümünüzü başaracaksınız!” yazdığını görürsek ne olur?
İntihar Dükkânı çok uzun zamandır vardır. İşletmesini Tavache ailesi kuşaklar boyu başarıyla sürdürmektedir ve işte anlatının satırlara döküldüğü sırada tam da altın çağını yaşamaktadır. Mişima Tavache ası ipleri ve düğümleri ile bağtaşları, karısı Lucréce Tavache ise zehirli bitkiler uzmanıdır. Her ikisi de oldukça aslında öyle iyi kalplidirler ki, tek istedikleri insanların başarılı bir şekilde intihar etmelerini sağlamaktır. Bu amaçla kendilerini geliştirmek ve müşterilerine daha iyi hizmet sunmak için her gün daha fazla çalışmaktadırlar.
Şu andan başka bir zamanda yaşayan Tavache ailesinin içinde olduğu dünyada aslında kimse mutlu değildir ve yaşamlarını adeta peşlerinde zorla sürüklemektedirler.
Mişima ve Lucréce meslekleri ve dünya görüşleri ile paralel olarak çocuklarına isim verirken tarihte intihar ederek yaşamına son veren ünlülerin ön adlarından esinlenmişlerdir: Vincentvan Gogh, Marilyn Monroe ve Alan Turing. Dükkânın geleceği açısından özellikle Vincent umut vaat etmektedir. Lucréce, kızı Marilyn’in kendisine uygun birisi ile karşılaştığında üzerindeki sarsaklığından kurtulacağına inanmaktadır. Gerçekten de Marilyn mezarlık bekçisiErnest (Hemingway) ile karşılaşınca Lucréce’in yanılmadığını ispat eder. Üçüncü çocuk Alan ise yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesi ve içinde her daim taşıdığı iyimserlikle ailesinin adeta yüz karasıdır. Lucréce’e göre Alan’ın tabiatındaki bu katlanılmaz ve Tavache ailesine yakışmayan iyilik halinin tek sorumlusu Mişima ile cinsel yoldan bulaşan hastalıklarla ölmek isteyenlere sattıkları delikli prezervatifi kullanmış olmalarıdır.
Yıllar geçerken Vincent yeni intihar gereçlerinin üretiminde takdire şayan yaratıcılık sergilerken, Alan’ın hayata bağlılığı ve insanları intihardan vazgeçirme çabaları giderek artar. En sonunda bir gün Mişima dayanamaz ve Vincent’ı her gün biraz daha bozarak iyilik aşılayan Alan’ı muhtemelen sağ kalması imkansız, bir çeşit komando kampına gönderir.
Mişima yanılmıştır. Alan geri döner ve tam da bu sırada Mişima tuhaf bir şekilde hastalanır. Günlerce yukarıda yatak odasında kaldıktan sonra kendini biraz iyi hissettiği gün aşağıya, dükkâna indiğinde artık hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görür.
İntihar Dükkânı farklı bir kitap. Öncelikle diyalogların ön planda olduğunu vurgulamalıyım. Dialoglar iyi kurgulandığı, yani her karakter konuşması gerektiği şekilde konuştuğu, dialoglara gereksiz yüklenmeler olmadığı için kolay okunuyor. Aralarda kısa ama vurucu betimlemeler yazarın isterse bunun da altında ustalıkla kalkacağının işaretlerini veriyor.
Yazar Jean Teulé hakkında araştırmaya yapmaya (google’lamak) yapmaya kalktığınızda genellikle ulaşılan kaynaklar Fransızca oluyor. Olmayan Fransızcam’la anladığım kadarıyla şahıs 26 Şubat 1953’te doğmuş. Berbat bir ara nağme olacak biliyorum, Balık burcuymuş yani. Ulu bilgi kaynağı Wikipedia’dan öğrenebildiğim kısıtlı bilgiye göre, yazar roman ve senaryo yazarmış, çizgifilm yaparmış. Magazin bilgisi olarak da aktrist Miou-Miou ile evli olduğunu öğreniyoruz.
Öyle su gibi akan bir kitap işte. Başından sonuna dudaklarda aptal bir sırıtmayla okunuyor. İnsan kendi kendine şaşırıyor. Böyle ciddi bir konunun ti’ye alınmasana ortak oluşu aslında mutlu ediyor okuru. Bir de konu itibariyle uygun değildi ama 10 yaşındaki oğluma okutmayı isterdim. Okutmamış olmam, kitabın yapılan animasyon çizgifilmini seyrettirmeyeceğim anlamına gelmiyor.
Sadece çeviri ile ilgili bir sorun olarak Alan’ın konuşma bozukluğunun ne olduğu anlaşılmıyor. Onun da muhtemelen çevirmenle ilgili değil, Fransızca’da olup Türkçe’de olmayan bir özellikle ilgili olduğu anlaşılıyor. Diğer açılardan kitabın çevirisi gayet güzel.
Kitabı bitirirken ‘Ben dükkândan bir şey alıp çıkar mıydım?’ sorusunu ister istemez soruyorsunuz kendinize. Benim cevabım…ben yöntemimi kitabı okumadan çok önce belirlemiştim ve muhtemelen hiçbir şekilde mümkün olmayacağı için kitapta yer almıyor. Oysa öyle basit ki.
selgingb
İzdiham