Asude, yan dairedeki siyahlara yazıları yazamadım,
Bana seri ölümlerin kapağını açsana.
Benim vefat haberini bölüp bölüp damlarda, kuşlara serpin yesinler.
Ben bu aşkı senin için tasarladım Asude,
İçinde klimalar, prova odalarında bırakılmış ellerim var.
– Ellerinden başladım sevmeye, dişlerim dökülene kadar. Yangın söndürüldüğünde semtimizdeki tüm Mecnunlar kullanılamaz haldeydi. Hiç kimseye kör kütük âşık olamıyorlar, Leylalara bile burun kıvırıyorlardı. Netice itibariyle beni gören tüm Mecnunlar âşıklığı bırakıp, çiğköfte işine girdiler. –
Bir gün oturdum, Asude’yi aklımdan çıkarttığım üç-beş geceyi denkleştirip, balkondan aşağıya attım. İnan, o bile mümkün olmadı. Mandal toplar gibi penyeme doldurup, zile bastım. Gözlerin hiç etik değil, Asude.
Şarkılar pencerenden sarkıyor, hüznü düşür seni oralet sanacaklar. Kaynar sulara katıp, üfleye üfleye içecekler Asude. Sarıldığın lekeleri üç kere öpüp, kendimi elektrik trafolarına astım.
Sen hangi çiçeksen ben o renk ölüyorum, Asude.
Biri bizi şu kar yağan filmde, tren penceresinden dışarıya bakan yorgun yolcuların, önünden geçtiği kulübede unutsun.
Kaan Burak Şen
İZDİHAM