22 Mart 2017
Kamil Remzi Cin, Buralarda Bir Şehir Olacaktı
Yevmiye defteri taştan ağır
kim düşecek düşenlerin yanına
ağaçlar ağ görüyor rüyasında
buralarda bir şehir olacaktı
ben katil değilim
namluyu yastık eder mermi
kaç kış doğuracak bu yaz
vurulup düşmüş kasketi
ellerin gölgesi yüzünde
bu dua bu dinin değil
ben katil değilim kırmadım direksiyonu
başkası çaksın çivileri
soyunduğumda küflü şiirlerimi
buruşur fesleğenler
her baktığım yer kuytu
her baktığım yer rüzgâr
susarsa sussun eşiksiz kapılar
nice sokak doğuracak yollar var.
Kamil Remzi Cin, Karabatak Dergisi
İZDİHAM
yazarın şehirden bıkmış gibi bir ruh hali var .hepimiz şehrin müziksiz ruhundan şikayetçiyiz.kaçıp gidebileceğimiz yerlerin hayaliyle anlamsız yüzler kataloğunu dillendiriyoruz.kamil remzi cinde bu kafileye katılmış.mahküm olduğumuz yalnızlık içindeki ıssızlığı bir şölene dönüştürme sevdasıyla yaşıyoruz.yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta.düne ve yarına dair günlük endişeler.sütliman bir iskeleye ulaşıyorum üzerimdeki balık pullarıyla.rüyayla zaman geçiren bir günün sabahında anlamsız metaforlar yakalıyorum eşyaya dair.mesela yolculuğa çıkan bir bulutun tembelliği.tabiatı anlamayla ilgili şeyler.bunlar yeterli değil menzile varmada bu güneşin aksinde felakete uğrayan böcekler.sevgili için bir yarın satın alma düşleri.sonra şarkıdaki aşkın gereklerine dair bir gönül fütühatı sonrasındaki bozgun biz bir avuntunun zaferiylemi taçlandıracağız doruklardaki üstün erincimizi gölgesindeki arşın.işte tam bu noktada bizi ezen bayağılaşmaya ilişkin tereddüt.bir çınar ağacının çıplaklığında son yalnızlıkları yaşıyor zaman.ebrar sünörün şiirini okuyunca hangi dönemde yazıldığına dair bir izlek yanılsaması.sesli itirazların insanı yanılttığı bir algı zenginliğigünlük düşüncelerin.havalar ısınmaya başladı baharın ağrısı düşüyor kalplere.ilkyaz erikleri çiçek açıyor genç şairlerin dizelerinde.john persenin eşyaya bakış biçimi tabiatın gizini metafiziğe uzanan bir gözlemle aramak.insan bedenine dokunma ürküntüsünü toprağın serinliğiyle niteleme.tıpkı nurdal durmuşta olduğu gibi şehre dair efsaneleri hayatın yorgunluğuyla dile getirmek.yeni şairlerden bünyamin k.ve hatice çay şiirleri.takip ettiğim kadarıyla öz güveni yüksek şairler.tutuculuğun tuzağına düşmeden bir şehri tasvir etmenin yalınlığıyla yazıyorlar.zamanın solduramadığı düşler üzerine.ahmet murat şiirleriyle islam dünyasının düştüğü dağınıklığı mitolojik gözlüklerle ele alıyor.sömürgeleştirilen doğu toplumlarının sosyal hayattaki durağanlığını zengin imgelemeyle giderme çabasında.hegomonyadan kurtulmanın şartı yitirdiğimiz özgüveni kazanarak kendi uygarlık ayarlarımızla modernin üstünlük kazandığı sahte cennet mahkümiyetinden kurtulacağız.bunun için kutsalın öğütlediği hayat membalarını insanlığa taşımak ödevi içinde ayağa kalkmanın imkanlarıyla mahşerin provasına hazırlanmak.yeni islamcı şairler bahçe görmüş çocukların şiirini anımsatıyor.yalın bir duygusallıkla özgürlüğü sonuna kadar kullanmak rüyasını topluma kazandırmak ülküsü.