Berduşlara döndüm, meteliksiz kaldım,
Antakya denen bu körolası batakhane
Perişan etti beni.
Yine de delikanlılığına delikanlıyım,
Daniskasını hatmetmişim Elenika’nın,
Kaç kereler devretmişim Aristo’yu, Eflatun’u,
Hangi şairden, hangi hatipten, hangi mevzudan
Söz açarsan aç, ıcığına cıcığına arifim.
Eh zanaat-ı askeriyeden de pek habersiz sayılmam,
Düşüp kalkmışlığım var bir alay albay miralayla;
Umur-u devletten de az buçuk anlarım,
Boşuna dolanıp durmadım İskenderiye’de geçen yıl,
Kenarından köşesinden de olsa, gördüm dönen dolapları,
Nasıl rüşvet verildiğini, nasıl ruhsat alındığını,
İdare-i maslahatı…
Diyeceğim,sevgili vatanım Suriye’ye
Hizmetid dokunabilecek kıvamda bir vatandaşım.
Hangi işe koysalar, üstesinden gelirim alimallah,
Yeter ki kuyumu kazmasınlar,ayağımı kaydırmasınlar,
Bu haltı kimlerin yiyeceğini de pekala biliyorum,
Biliyorum ya, çirkefe taş atmayalım şimdiden…
Önce Zabinas’a yanaşacağım,
O itoğlu it yüz vermezse,
Can düşmanı Gripos’a giderim,
O yılandan da iş çıkmazsa,
Hirkanus denen dürzüye yamanırırm.
Üçünden biri tutar elimden nasıl olsa.
Hangisi tutmuş ne fark eder ki,
Suriye’ye mazaratta üçü de birbirinden mahir…
N’a’aparsın bir batağa batmışım ki,
Razıyım her türlü rezilliğe…
Yoksa Ulu Tanrılar bir icabına bakıp
Namus ehli bir dördüncü rehber yarataydılar,
Koşa koşa giderdim yanına
Konstantinos Kavafis
İZDİHAM