15 Ağustos 2019

Fatma K. Yıldız, Köz Yanılması

ile izdiham

İyi kurgulanmış öykü, okuru kanatları altına alıp kendi maverasına çekmeyi bilir. Bunu yaparken de imgesel çağrışımlar ve duygusal gelgitleri ölçülü bir biçimde aktarırken okur farkında olmadan kendisini öykünün içinde bulur.

Köz Yanılması adıyla İzdiham Yayınları arasından çıkan Zeynep Kahraman Füzün’ün öykü kitabından bu minval üzere bahsedebiliriz. Kitabın yazarı bize geçmişin özlemi ve geleceğin hayali arasına kurduğu şimdinin serencamından sesleniyor. Öykülerin arasında seyahat ederken bu seslenişi ruhumuzun derinliklerinden hissediyoruz.

Ayrıca her bir öykünün içine yerleştirdiği kendine has hatırlatıcı unsurlara da değinmek isterim. Öyküyü okuduğunuz sırada göze çarpan detaylar var, sözünü ettiğimiz detaylar hayatınızda sırası geldikçe sizi okumuş olduğunuz öykünün içine sürükleyecek.

Bir kadın öykücü olarak bu sektörde yer almanın avantajlı yanlarının olduğunu söylemek isterim. Zira bir kadını en iyi hemcinsi anlayıp anlatabilir. Öykücü yazar da bu avantajı sonuna kadar kullanarak, öykü kahramanı olarak kadına oldukça fazla ve çarpıcı biçimde yer vermiş. Kadınların kendi içinde yaşadığı durağanlığa heyecan, sessizliğe ses olmuş.

Yazarın kendi birikimleri ve etrafında olan bitene kulak vererek oluşturduğu öyküler bazen ucu açık olarak karşımıza çıkıyor ki biz de kendi yaşantımızla yazılanları özdeşleştirebilelim. Bazı öyküler ise bir sona bağlanıyor ama bu beklenmedik bir son olabiliyor. Tabii böyle olması okuru şaşkınlığa sürüklediği kadar canını acıtmaya da yelteniyor. Kitaba adını veren köz kalbimizde alevleniyor. Okumaya devam ettikçe her duyguyu bize hissettirmeyi görev edinmiş diyoruz.

Edebiyatımızda modernleşme çabalarına katkı sağlaması bakımından öyküyü ele aldığımızda, yazarın bu çabaya kendine özgü metinler eklemesi dikkate şayan bir durum. Şiir geçmişini de öykülerini oluştururken kullandığı dilde deneyimliyoruz. Bazı öykülerini fantastik öğelerle hazırlayıp okuyucuya sunmuş. Bilinç akışı tekniği ile adeta geçmiş ve geleceği aynı anda yaşadığımız zannına kapılıyoruz.

Hayatın yadsınamaz gerçeklerini barındırmanın yanı sıra çocuksu yönleri de unutulmamış kitapta. Bir şarkıya ritim tutarken yakalıyoruz içimizdeki çocuğun ellerini, ya da bir oyunun zorlu levellerini aşmaya çalışıyoruz birlikte. Bir bisikletin pedallarına asılıyor, pantolonumuzu kirletince annemizden azar işitiyoruz kim bilir. Bir kedi tırmalıyor yüzümüzü, uyuduğumuz tatlı uykudan uyandırıyor bizi. Veya bir fotoğrafa gülümsüyor, günbatımını hayran hayran seyrediyoruz.

Aile olmanın güzelliğini, sevdiği işi yapmanın değerini, hayallerinin peşinden ne pahasına olursa olsun sonuna kadar gitmenin mutluluğunu, kısaca hayatın her anının, bize bahşedilen her fırsatın, açılan her kapının vazgeçilmezliğini öyküleriyle en dokunaklı halde okuyucuya aktardığı için Zeynep Kahraman Füzün’e teşekkür ediyoruz.