Masaya bir ağırlık , aklıma iç dik yokuş,
ve yürümek; yeşil sandaletli bir mesafe..
Epeydir kendimi böyle yanlış, böyle seninle deniyorum.
Aslında masaya bir virgül diyecektim aklını kaçırmaktan korkmasaydım
Gözlerime bırakılan bu tedirgin kürt, bu hayretsiz bakış
Bu azalan verimler kanunu da olmasaydı,
‘ O yorgun kışı 3. dünyanın içine doğru sus ve gel’
bile demeyi düşünecektim az kalsın.
-Akıl, bir istifa biçimidir masada-
De ki bir hata, iki kambur şekliyle insan yaşıyorum
Dört büyük kitap; aylardır söylüyorum
Hangisinde beklemek açsam
yetişmiyor anlamana, çarptığım günah
Düştüğüm kuyu, dediğim yasa.
göğsüme rasyonel bir talanla
devlet ve aşk atıp kaçtığın bulvar kadar kırmızıyım hala
Susup yaşlanmak gibi nesnel, gibi çirkin, gibi dünya.
Öyle ki kırılmış bir sesi
Yeşil sandaletlerle bile yanılmaktan gelebilirsin
-Yaşamak çünkü; kendini yanlış bağışlamanın ön koşuludur.-
Epeydir siyah deniyorum alnıma
Masa diyorum sürekli, yarısında kalacağım dik bir yokuş
Ezileceğim burada diyorum alın beni buradan
Burada yanlışım, bu doğru
Burada bir eli tutma nöbeti geçirmişim, bu belli
Bu masada yanlış kadar sahipsizim
Bastığım kadem, ettiğim hayret, düştüğüm kuyu adına:
Ağırlık, bir el biçimidir masada.
Mazlum Mengüç
İZDİHAM