Sedyenin üzerinde kainattaki en büyük ağırlıklardan biri,annesinin baygın bedeni ve etrafında iki adamla koşturuyor. Adamlardan biri kısa boylu, esmer. Bıyıkları var. Görülebilecek bütün kötülükleri görmüş adamlara has,hastanenin serinliğine orantılı bir serinlikte vicdanı var. İşe geldiğinde ailesiyle beraber vicdanıyla da vedalaşıyor. Diğeri daha genç. Kaşı gözü oynuyor.
Her bir hasta yakınından üstün hizmet madalyası yahut bir ödül hiç olmadı minnet ve dua bekliyor. Onun da umurunda degil. Aklında dün gece yatan kuponu var. M hastabakıcıların ikisinin de gözlerine bakıyor en ufak bir merhamet hasıl olur umuduyla. Adamlar ise profesyonel. Birinin gözünün içine bakmayı çoktan unutmuşlar. Belki unutmasalar buralarda duramaz, çekip giderler.
Yoğun bakım odasına girerken genç olan gürlüyor M’ye kapıyı tutması için. Filmlerdeki gibi olmuyor tabiî ki. Hiç itiraz etmeden tutuyor kapıyı M ve kapanmasın diye geriyor. Annesi için yapabileceğinin en iyisi bu ise yapmaya razı. Sedyeyi yatağın kenarına getirip bekliyorlar. Biri seri hareketlerle yatağı düzenliyor. Çarşafı değişip yastığı düzeltiyor. Yatağın konumunu ayarlıyor.
Kendi aralarında konuşmaya başlıyorlar o sırada. Genç olan konuyu kaybettiği iddia kuponuna getiriyor. Urfaspor ‘un yine yenildiğinden ,takımın adam olmayacağından ,acilen teknik direktörün değişmesinden bahsediyor. Diğeri hakemlere ve sisteme kızarak eşlik ediyor. M’yi çağırıp yardım istiyorlar annesini yatağa taşımak için. M hemen geliyor. Alıştığı üzere elini annesinin başının altından sokuyor. Adamlardan biri gövdesini diğeri de ayaklarını tutup saymaya başlıyorlar. M alışmış. O da diğerleriyle beraber sayıyor. Biiirr. İkiiii. Üüüüççç. İşlem tamam.M biraz bekleyip annesinin çarşafını güzelce sarmaya çalışırken adamlar da çıkmasını istiyorlar. Mikrop kapmamalıymış. Günlerdir doktorundan hastabakıcına tüm personelinin annesine nesne kendisine hiç gibi davrandığı bu hastanede M sesi titreye titreyen
-Şimdiye kadar kapmadı mikrop falan bir şey olmaz ,diyor. Annesi can çekişirken maç konuşan ,üzülmeseler dahi acısına da saygı duymayan bu düzenbaz ,yalaka ruhlu ,içlerinden geldikleri insanlara gaddar kesilen bu aç köpeklere isyanının ilk nüvesi çıkıyor bir anda ağzından. Esmer adam öyle öfkeleniyor ki nerdeyse kendisiyle göz teması kuracağını sanıyor M. Yaka paça dışarı çıkarılıyor.
Hiçbir şeye değil derdini anlatamadığına üzüldüğünü söylüyor kendisini asla dinlemeyen diğer hasta yakınlarına. Bari üstünü örtseydiniz annemin çıplak kaldı ,uyanınca çok utanır diyor uyanmayacağını bildiği halde. Cümlenin sonuna doğru sesi kısılıyor çünkü yoğun bakım kapısı yüzüne kapanıyor. Ağlıyor yine. Buraya geldiklerinden beri yaptığı gibi. Sadece ağlıyor. Yoğun bakım kapısı biraz sonra tekrar açıldığında genç olan beliriyor kapıda. Bir başka hasta yakınını çağırıp talimatlar veriyor. Burada böyledir.
Doktorlar bile bu kadar fiyakalı değildir hastanede. Fakirin muhatabı ancak hastabakıcıdır. Doktorun dilinden anlamazlar. Eşi de M nin annesiyle aynı kaderi paylaşan yaşlı adam konuşurken tabakasından önceden sardığı bir cigarayı uzatıyor talimatları dinlerken. Mola sırasında içmek için alıyor genç hastabakıcı. Laf arasında eşini de görebilmek için bir izin koparıyor yaşlı adam. En sonunda M yi gösterip delikanlının annesinin de üstünün açık kaldığını ,hayrına kadıncağızın üstünü örtüvermesini M nin yaptığını acısına vermelerini istiyor. Adam baş göz üstüne deyip içeri girerken M şaşkınlıktan ayağa kalkıyor.
Yaşlı adam göz ucuyla bilgece bir selam verip oturuyor yerine. Hastabakıcılar işleri bitip çıktığında M hala yaşlı adamı izliyor. Bıyıklı hastabakıcı yanından geçerken M nin omzuna dokunarak merhamet göstermeye çalışıyor. M dönüp baktığında ise adamın gülümsediğini görüyor ama yine vicdanın zerresini okuyamıyor yüzünde.
Mehmet Reşat Toprak
İZDİHAM