6 Eylül 2024

Melike Kılıç, Ay’a

ile izdiham

Ben buraya seni terk etmeye geldim sevgilim
Hırçın bir yüzü sakinleştirmeye.
Bir daha karşılaşmamak arzumu dile getireceğim,
Beni bir daha arama demeye geldim.
Kendimi kapatmışım yüzyıldır kelimesizliğine
Şimdi oradan çekilmeye ve kapanmaya
Başkasına açtığın kapıları izlemeye
Bir fincanı devirmeye titreyerek
Kendi kalbimi çiğnemeye
Ama kaldırmaya düştüğü yerden
Ben buraya sevgilim
Seni bensizliğe ikna etmeye geldim.
Sanki zaten orada değilmişiz,
Varlığımı yok etmemişim gibi bu savaşta
Kimsesizliğimi gözüne sokmamış
Oturup sevilmeyi beklememişim gibi
Kendimi yokluğumla var etmeye geldim.

Öfkelisin, durgunluğun kadar öfken.
Kinin göstermiyor beni gözüne
Olgunluk bu ya,
Benliğini bir aşk için eritemezsin,
Bir kelimeye bir yıl filan veremezsin
Beklemezsin, bunun için şirin bir özür
“Gülüşün ne güzel, sen gül diye geldik yapma ama”lar,
Dünya kaç gün ki zaten neden bunları konuşuyoruz,
Yaşayalım gitsin, hayat zaten kısa.
Oysa ben yeminli gibiyim
Kemalin aşktan olduğuna inanmaya
Aşkın birilerinin parçaladığı vakitleri yok saydığına
Hayatın pek de kısa olmadığına

Özür dilemektense yapmamaya
Kelimeyi düşürmemeye, kendimi yüceltmemeye
Yeminli gibiyim.
Böyle sevmeyi nereden öğrendiğimi anlamayarak
Anlatmayarak karşına çıkışımın nasıllığını sana
Sadece bir sabah ağlayarak uyandığımı sen de bil diye
Kalayım istensin diye geldim,
Bir ayağım dışarıda.

Ben buraya seni bırakmaya geldim,
Canının istediği gibi bir ırmağa.
Hudutlarını tel örgülerle öğrendiğimi,
Kalp çeperlerinin sertliğini,
Merhametinin düzensizliğini,
Anladığımı sesinin istediğin tona ayarlandığını
Öğrendiğimi ne kadar kap varsa o kadar şekil aldığını
Fizik kurallarını, şiirin bunlarla alakasızlığını
Aslında teknik meseleleri dinlemeyi pek de sevmediğimi
Yine de aya bakarken artık benim de aklıma uzay araçlarının geldiğini
“Yıldızların uzaklığına övgü”yü senin ışık teorinle birlikte okuduğumu
Ama artık bunlar olmasa da yaşayabileceğimi
Bunlarsız daha iyi yaşayabileceğimi
Paramparça içimin teoriyi aştığını,
Yine de kalp kırıklığının fiziksel bir çözümü varsa toparlanmayı deneyebileceğimi
-Hayır bunu değil-
Anlatmaya geldim buraya.

Sevgilim ben terk etmeye geldim seni
Ama üzülme, güleriz diye gelmedik mi buraya,
Hayat kısa, bunu sen söylemiştin
Kuşların uçtuğundan habersiz.
Yersiz kalp kırma çabam için özür dilerim,

Gülelim.
Çünkü sen giderken bana ancak haklı sebepler bırakırsın
Ben yokluğunu Allah’ın beni sevdiğine yorarım.
Sevmeye yöntem biçersin, böylece avucunda tutarsın bir kuşu
Ben sadece severim bir serçeyi, o ya gelir de ya gelmez, hem fark etmez.
Kalan sağlar için yeni bir merhametle dolarım ben,
Sen başlattığın savaşı kazanırsın, iyi yaşarsın
Bizi güzel ve önemli kılan odur çünkü, iyi yaşamak, her nasılsa.
Ama yine de gülelim, bu sefer ben de katılacağım üstelik;
Çünkü ben burayı bir şiirle aşarım,
Sen benliğini sırtında taşırsın.