Ey sehrim
Beton yığınları boğazında bir yumru gibi duruyor
Ve bir sabah uyanıp da
Mavi göğü yerinde bulamamaktan korkuyorsun
Kaldırımlarına sinen kırgınlıkları
Ansızın bastıran yağmurlarınla yıkayabileceğini sanıyorsun
Kenarları işlemeli sandıklarda saklanan
Her gün her sabah tozu alınan
Namazların ardından avuç avuç sayıklanan
Ve tüm bunlara rağmen
Yine de lime lime edilen duyguları
O parke taşlarından temizleyecek bir bulut mu var?
Sanmıyorum
Üzerinden hayatlar geçiyor köprülerinin
Perdelerin ardında hayatlar bir yanıp bir sönüyor
Ve sen tüm bunlar olurken
İlle de şöhretim diyorsun
Dün bir genç kızın kalbi kırıldı
Kesin bunu da bilmiyorsun
Bir baksana sokaklarına
Dar, kıvrak sokaklarına dön de bir bak
Yan yana yürüyen yüzlerce insan
Binlerce kadın ama onlarca adam
–
bilirsin on beşinde sırtında çantasıyla ana kalbi taşırken
Elinde bastonuyla yetmişinde kumdan kaleler yapar kadın
Kadın bu
–
Nasıl beceriyorlar da birbirlerine bulaştırmıyorlar düşlerini
Şehrim
Ben her sabah
Güneş, yüzünü gösterir göstermez
Kalabalığın trabzanlarında gezdirirken parmaklarımı
Tüm vücudumla geçiyorum içinden yalnızlığın
Bilmiyorsun
Her trafik lambasında durup mendil almak geliyor içimden
Toprağına ayak basarken vatansızlığın kokusunu hücrelerimde duyuyorum
Sen bunu da bilmiyorsun
Terk ediyorsun sanki beni her gece
Her gün batımında biraz daha iteliyorsun karanlığa
Ey yaşlı vedalarımın
Hüzünlü dualarımın şahidi gök
Bari sen dur de bana hiç gidesim yok.
Merve Barlak
İZDİHAM