Necati Tosuner, Üç Kısa Öykü
ACI YAĞMUR
Bir zamandır ablam
annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu.
Ben pek üzerinde durmadım.
Evet, ablam da haklı.
Yaşlı bir kadınla her gün
aynı evde olmak kolay değil.
Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara.
Biraz kaynattık işte, eskilerden filan…
Artık kalktım gidiyorum,
elini öptüm annemin.
“Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir…” dedi.
İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı.
Ablamın yüzüne bakmadan
kaçarcasına çıktım evden.
Yağmura sığındım dışarıda.
ŞENLİK
“Pat!” diye kesiliyor elktrik.
Karanlıkta biri var.
Yok, korkunç değil.
Biraz ürkünç belki.
sonra…
seçince onu… tanıyınc,
karanlık oluyr bir şenlik!
Bakalım
elektrik yarın da
kesilecek mi?…
CEKET CEBİ
Küçük küçük kâğıtlara
büyük büyük öğütler yazıyorum.
Katlıyorum güzel güzel.
Yeniden… yeniden katlıyorum,
sonra dolduruyorum cebime.
Kendimi kandırmak yasak!
Karıştırıyorum iyice…
Çekiyorum birini, -ürkek.
Bakalım hangisi çıkacak?
Necati Tosuner, Yakamoz Avına Çıkmak
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İZDİHAM
yaşamın eksikliğinden sözaçıyor tekdüze hayatımızın neden bu kadar duyarsız bıraktığını insanlara karşı.şiie-öykü şeklinde yazılmış kısa aforizmalar.kavgadan yorgun düşmüş insanlık sıradan günlerin yaşandığı bir zamana uyanmış umursanmaz ilişki biçimleriyle.sokağa çıkıyorsun ve yağmurla başbaşasın.bir şehrin inceliklerinden uzak yaşamlar umut adına bir acıda yaşatmıyordur halkına.bağışlanması gereken bir hayat için hayaller kuruyor çocuklar.hasta anneler yaşamı geride bırakmanın umutsuzluğuyla perçinliyor yaşamını.yaşanacak mekanlar hazırlamalı gelecek için.