emel’e
“ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım.”
çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk
her gün her gece eğer adasında,gözü ağzı elinden alınmış, yosunlar
sarmış bedenini çığlıklarken bunu su içinde…
karada, hançer suratlı abinin rüzgarın uçar adımları.
geçmiş ilmeğinde saklıdır arzusu
içinden karanlık, tekrar ve ilenç sızdıran hayret taşında.
”soruyor hatırasında,
sırtımda ve sırtında gezinen bu ürperti kim,bir damla süt yerine bu ağu kim?”
ay gözüyle bakmayan kavruk akıllara
-boy atmış da salgıları, cücelmiş sezgileri-
bir yanılgı rehavetinde debelenenlere.
ey, yüzleri
bir babakuş gölgesine
çakılmış olanlar,
üzgün adım, ileri marş!
Nilgün Marmara
İZDİHAM