İzdiham Dergi

Oğuz Atay 82 yaşında

 

1. Tutunamayanlar (1972)

Tutunamayanlar, Oğuz Atay’ın en çok tanınan yapıtıdır ve ilk eseridir. 1970 yılında TRT Roman Ödülü’nü kazanmıştır. İlk yayınlandığı dönemde bireysel bir roman olarak dönemin toplumsal roman anlayışına aykırı nitelikte olan eser, karmaşık yapısı ve kurgusunun kronolojik sırasının olmaması gibi nedenlerin de etkisiyle, yazarının yaşamında beklediği kadar ilgi görmemiştir. Ölümünden sonra popüler olmuştur.

Roman, otobiyografik öğeler taşır. Roman kahramanı Selim, annesi tarafından pamuklara sarılarak büyütülmüştür. Evden fazla çıkamadığı ve yaşıtlarının arasına karışamadığı için avuntuyu kitaplarda, çocuk dergilerinde bulmuştur.

Yıldız Ecevit “Ben Buradayım” adlı Atay’ın yaşamını, eserlerini anlattığı kitabında şöyle der: “Oğuz’un yaşamının ilk yıllarında geçirdiği zatürre, tekrarlama olasılığı yüksek olan ağır bir hastalıktır. Bu hastalıktan sonra küçük Oğuz’un tüm çocukluğu, oğlunun sağlığından endişe eden(…) bir annenin sıkı denetimi altında geçer. Hareketleri engellenir, yaz günlerinde bile içine giydirilen fanila sürekli değiştirilir, koşmasına, terlemesine izin verilmez.

Yazarın üniversite arkadaşlarından olan Ural Özyol’un intiharından etkilenmesi üzerine böyle bir eyleme kitabında yer verdiğini söylemek de mümkündür. Kitapta Selim, Turgut’un üniversiteden çok yakın ve yeniliğe açık bir arkadaşıdır, bu yönü ve hayatını sonlandırış şekliyle Oğuz Atay’ın arkadaşı Ural Özyol ile Selim Işık benzeşir. Kitabın ithaf kısmında “Ural’ın hatırasına” ibaresinin bulunması bu varsayımı doğrular niteliktedir.

 

2. Tehlikeli Oyunlar (1973)

Atay, bu romanında bireyin iç dünyasındaki problemleri, çevresiyle uyumsuzluğunu, bunalımlarını anlatır. Tehlikeli Oyunlar, Tutunamayanların bittiği yerde başlar. Tutunamayanların kahramanı Turgut Özben yaşadığı hayatın içinden çıkıp gider, Tehlikeli Oyunlar’da Hikmet Benol ise yaşadığı düzeni terkederek, bir gecekondu mahallesine yerleşir.

1971 yılında yapılan bir söyleşide bir roman daha yazdığını söylüyor Atay:

 

3. Bir Bilim Adamının Romanı (1975)

Oğuz Atay’ın biyografik romanı olan Bir Bilim Adamının Romanı’nın kahramanı Mustafa İnan, yazarın diğer eserlerinde üzerinde durduğu aydın anlayışına yakın olmasına rağmen, diğer kahramanlardan çok daha ayrıcalıklıdır. Oğuz Atay’ın İstanbul Teknik Üniversitesi’nden hocası olan Mustafa İnan, Oğuz Atay’ın romanlarındaki tek olumlu kahraman.

Bir Bilim Adamının Romanı’nda, kişilik, kültür, zekâ ve dünya görüşü açısından içinde bulunduğu toplumun çok daha üstünde bir birey olan Mustafa İnan’ın yaşamı anlatılır. Mustafa İnan, Oğuz Atay’ın ideal aydın portresidir. Zaten romandaki onaylayıcı anlatımda, hocasına duyduğu saygıyı gösterir.

 

4. Oyunlarla Yaşayanlar (1975)

Oğuz Atay’ın tüm romanlarında, öykülerinde ana düşünce olan oyun, bu türdeki kitabında terimsel anlamıyla karşımıza çıkıyor. Bu kitap, Oğuz Atay’ın yazdığı tek tiyatro oyunudur. Devlet ve Şehir Tiyatrolarında sahnelenmiştir. Atay’ın Oyunlarla Yaşayanlarının, ilk iki romanı olan Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar’la bir üçleme niteliği taşıdığı söylenir. Söz konusu eserler birbirleriyle yalnızca biçimsel yapıları ile bütünleşmekle kalmazlar, içerdikleri motif örgüsü de neredeyse aynı ilmeklerle dokunmuştur. Atay’ın romanları gibi yazdığı bu oyun, Türk Tiyatrosu için yeni bir nefes olarak karşılanır.

 

5. Korkuyu Beklerken (1975)

Oğuz Atay’ın tek öykü kitabıdır. Atay tüm kitaplarında olduğu gibi öykü kitabında da ironiyi oldukça fazla kullanmıştır. Hatta edebi bir tarz olarak benimsemiştir. Oğuz Atay’ın Türk öykücülüğüne kazandırdığı en önemli yenilik ironidir.

Oğuz Atay’ın kahramanları genellikle aynı karakterde insanlardır. 8 öyküden oluşur kitap. Öyküler: Beyaz Mantolu Adam, Unutulan, Korkuyu Beklerken, Bir Mektup, Ne Evet, Ne Hayır, Tahta At, Babama Mektup, Demiryolu Hikayecileri – Bir Rüya.

Oğuz Atay, Kafka’yı çokça okumuş ve ondan etkilenmiş bir yazardır. Zaten günlüklerinde, Kafka’nın Yuva adlı öyküsünden etkilendiğini kendisi itiraf eder. Bu etkiyi en iyi yansıtan eserlerinden biri de Korkuyu Beklerken adlı hikayesidir. Korku, Kafka’da olduğu gibi Atay’da da belirgin ana düşüncedir. Sonuç itibariyle, Kafka’nın Yuva’sı ile Oğuz Atay’ın Korkuyu Beklerken adlı hikayeleri aynı temayı benzer şekilde işleyen iki farklı hikâyedir. Korkuyu Beklerken adlı eseri ise, Atay’ın korku duygusunu en açık şekilde ifade ettiği eseridir.

 

oguz-atay

 

 

Derleme: İZDİHAM

 

Exit mobile version