Onur Bayrak, Lügatlere Güncelleme
Onur Bayrak’ın İzdiham Dergisi’nde hazırladığı Lügatlere Güncelleme 2016 Ekim ayında İzdiham Yayınları’ndan kitap olarak yayınlanacak.
başlamak:
1. Felakete uğramak.
2. Ümit ederek, ufak da olsa bir şeylerin değişeceğine inanarak ve daha da fenası bazen başkalarını da inandırarak harekete geçmenin kendisine nelere mâl olduğunu anlayamayanın avuntusu.
3. Pascal “İnsanın çilesi sessizce odasında oturamamaktan kaynaklanır” lafını neden etmiş olabileceği üzerine düşünemeyenlerin ya da bu lafı yalnızca entelektüel zırvalıklarda kullananların aslında ne acı bir şey olduğunu hiç bilemeyecekleri ve sırf bu yüzden kendilerini şanslı addetmeleri gereken bir eylem.
4. şiir “dalgın bir köşede çarpışacağımız beklenmedik bir / gölge, kökünden tutabilsek kül olacağımız sert / bir dönemeçten umduğumuz kör başlangıç”
yadigâr: is. Far.
1. Bir aşkı, bir anneyi, bir vatanı, bir bozkırı, bir hatırayı, bir mezarı, bir geceyi, bir yağmuru, bir gidişi, bir dönmeyişi, bir sızıyı veya bunların hepsini birden hatırlatabilen bir kişi yahut nesne.
2. (bkz: hafıza, lügatlere güncelleme-3)
3. Geride hiçbir şey bırakmadan çekip gidenin, geride hiçbir şey bırakmadan çekip gitmeyi bırakması.
4. şiir “Ah yalnızlığın gömük kapıları / Bir yağmuru dinlercesine bütün / Anları iç içe bilirim”
günlük: is.
1. gün. Uyandın, eline kalemi aldın ama kalmamış yazacak hiçbir şey. Dünyayı sözcüklerle anlatamazmışsın meğer. Bunu epey sözcük ziyan ederek anladın.
2. gün. O kadar yorgunum ki. Böyle yazmanın klişe olduğunu biliyorum ama artık umurumda değil. İnsandan kaçmaya çalışırken insansız kaldım. Bunu söylemenin verdiği acı. Halbuki itirafların rahatlattığı söylendi hep. İnsana güvenirsen sonun böyle olur işte.
3. gün. Hatırlıyor musun, güneş batarken bir yolculuğa çıkmıştık. Bozkırın içinden geçerken o kadar güzeldin ki. O gün söylemiş miydim? Burada olsaydın “hayır” derdin kesin.
4. gün. Hem hep acelem varmış gibi hem her yere geciktim. Şimdi ise öylece kalakaldım vaktin ortasında.
5. gün şiir “haşhaş tarlaları arasından geçeceksin / beyaz ve mor haşhaşları havaya savurarak / yeni bir afyon bulacaksın kendine. / işte o zaman beni unutma, / şairini, onun şiir yazan ellerini, / içine dizilen sıragölleri, / kendi kendine konuştuğun seni, / her şeyi, hiçbir şeyi unutma.”
yol: sf.
1. Teoride her yere gider, gerçekte ise kendisinden medet umanı hem tüketir, incitir, bıktırır hem de hiçbir yere varamaz.
2. Kötü şairlerin, sahte dervişlerin, yalancı âşıkların ve sıkı şairlerin, kalbi dervişlerin, büyük âşıkların dillerinden düşürmedikleri bir imge.
3. (bkz: müptela, lügatlere güncelleme-5)
4. Benzin istasyonunda, sıkılarak bekleyen ve varacağı yerle harekete geçtiği yer arasında kayıtsız olanın usancı.
5. şiir “ sana dönmek için ne tuhaf bir bahane / şiire dönmek için uydurduğum bu bahane”
cahil: sf. Ar.
1. İnsan ırkının küçük hesapları ile yaşamaya bir türlü alışamadığı için gündelik hayatında başına olmadık işler açan ve tüm bunlar ya toyluğuna ya da bilgisizliğine verilen.
2. Dünyanın en mutsuz insanı olduğunu hiçbir zaman gerçekten bilemeyecek olan dünyanın en mutsuz insanı.
3. İlaçlar alarak ve yasalar yaparak ömrünü uzatabileceğini ve bu ömür içinde özgür olabileceğini düşünen canlı türünü anlatırken hazinleşen bir sıfat.
4. şiir “sevgilim seni bilmemenin kederli gölgesi altındayım”
göç: is.
1. Bir kalbi dünyanın en güzel kalbi olarak görüp, oraya yerleşmek isteyenin ya orada halihazırda mukim bulunan biri ya da kendisine hiçbir zaman o imkân verilmeyeceği için gitmeye zorlanması.
2. Hiçbir somut sebep yokken belirli aralıklarla birkaç parça yükünü toplayıp yollara düşenin, yolda olmayı menzile varmaya tercihe edenin, anasından yolcu doğanın hep içinde yaşattığı.
3. Ulaşılabilecek hiçbir yer kalmadığını ve nereye gitmek için yola düşülürse düşülsün aslında hep aynı çember içinde dolanıp durduğunu hissedenin akıl dışı ütopyası.
4. şiir “Ölümün ve göçün dokunmadığı tek nesne / var mıdır / ölüm yok eder göç değiştirir / kendisi kalamaz kimse”
Onur Bayrak
İZDİHAM