İşte burada oturuyorum, yaşlı bir örümcek, sabırla
bir sözü bir ötekinin ardına diziyor,
bütünün bir anlamı olacağını umarak,
bir vahiy, bir ebedi kesinlik
ya da bir mükemmeliyet kazası
her yaşamda olduğu gibi nasılsa.
Her eğretileme adlandırmaya çalıştığımız
yarı bilinen bir duyguyu gömdüğümüz tabuttur, sezilen öfkeler
ya da bozulmanın tüm kötü kokusuna rağmen
tatmaya doyamadığımız yumuşak peynir
gibi usulca olgunlaşan aşklar.
Huzur içinde yaşamadım! Öyleyse neden
sakin olayım ki şiir yazarken; soyut tuzaklardan çalıp
el koyduğum sözler bana aitmiş gibi yaparak
kapılmak ani bir sevince, ya da düşmek ani bir umutsuzluğa
kahkahası gibi bir adamın giderken asılmaya,
ölümünden çok sonra bile ışığı hâlâ bize ulaşan bir yıldızın
uzak ilgisizliğini bırakıyor bende. Hayır bu başka
bir şey olmalı, kızgın bir tutkuyla dans eden eşler,
belirsizlik gibi hem de. Orospu tanrıça! Ben kararını
bekleyen talibinim, senin çirkin kurbağan,
öpücüğünle Yahudi düşlerimin sarışın prensine
dönüşmekten başka bir şey ummayan.
Artık bütünüyle eminim, kabaca kovulduktan sonra bir gün
yorulmuş ve iltihaplı mafsallarında ellerimin
kendimden başka tutacak hiçbir şeyim kalmayacak,
ve yaşlanmanın kenar mahallesindeki o banktan
yine de kalkmayı sürdüreceğim, her seferinde,
zihnimdeki dörtlü bir başka ezgiyi çaldığında.
Oswald Lewinter
İzdiham