Ozan Can Türkmen, Ölüm Karinesi
Meşgulüm
Uyumamak bir olumsuzdan tek başına
Bir eylemin kendi andına para bastırmış,
Hutbeye yetiştim
Nefis atlarını surlarıma sürüyordu.
Bütün zamanın geçmesini bekliyorum
Hâlâ geçiyor
“sürat bir şeyin bitişiği, sonudur.”
–bir çocuğun cevabı– bundan kendime yol izni
İstanbul şeritsizce tıkanır
Gidememenin kırmızı denizi
Çağır sirenlerle öldü ölecek
O Musa karşıya geçsin
Suda başlayan mektupları yakmak şimdi
Tanrı’yı her belediyeye işçi sokmaz mı?
Tek tanrılı sistemde üstelik
İlerde çok yalnız kalıyor.
Bizi giydirip sokaklara çıkarmak,
Akrabalığın kırmızı kravatı,
Yaşadığınızı kanıtlayın emirleri sonra
Uygun sıkıntı faizleri,
Bir kadını sevmekten alınan vergi,
Kazanın sonra sevinmek için her yola
Üzülmeyi herkes iyi beceriyor aferin
Ölüm oranı daha düşük
Öldüm ve kimse üzülmesin diye
Biraz daha yaşarım sorun olmaz.
Dört yıl geriden otururum sofraya,
İki yıl geriden olumlarım kolay,
Yüz iki yıldan zırh tamiri
Ben kendimin anısıyım.
Kendi çocukluğunu evlat edinmiş,
Erken yaşta kaybetmiş
Ve cenazesinde genç kadınlara
Sarkıntılık, aklına komik bir şey
Ben kendimin
Bir kere anılmış
Ve çıkmıyor akıldan.
Ozan Can Türkmen, Az Önceki Oda
İZDİHAM