“ÇÖPLÜKLERDE ADIMLIYORDUM. KASABANIN ATIKLARINDAN, BALIK CESETLERİNDEN ÇATILMIŞ BİSTROLARDA SABAHLIYORDUM. EY NEFS-İ EMMARE. YALNIZLIK BİR GİDAP GİBİ BÜYÜYORDU. BUNU İÇİME SİNDİREMİYORDUM.” (Uyanma Bildirisi, s. 15)
Bizim öykümüzün yazılması önemli. Bizim, yani Doğu’nun, sonsuzluk medeniyetinin. Bunu yaparken de kendi imgelerimiz, kendi metaforlarımız ve hayal dünyamız kullanılmalıdır.
Gogol’un paltosundan söz ediliyor. Mustafa Kutlu’nun paltosundan, Rasim Özdenören’in paltosundan. Önden giden yol göstericilere sonsuz şükranlarımı elbette sunmalıyım. Biz insanız, kaba bir merkep değil… Ama illa ki bedene bir palto aranıyor, bu neden Yunus Emre’nin abası olmasın? Mevlana Celaleddin Hüdavendigar Hazretleri’nin tennuresi çıkılacak ne güzel yerdir… Dede Korkut’un keçe külahı da anlatı ormanlarının devasa köknarlarındandır. Niçin oradan çıkmıyoruz? Ya da git git Orhun Kitabelerinden zuhur et…”
Daha önceki eserleri Ötüken Neşriyat tarafından Yangın Sonrası Ölmek (2005), Kaçış (2011) , Yolcu ve Eşkıya (2014) isimleriyle yayımlanmış olan Nuhan Nebi ÇAM’dan öykü yolculuğumuza yeni bir kitap: Uyanma Bildirisi… Bilge Kültür Sanat tarafından okuyucunun beğenisine sunulan ürün düzeyli baskısı ve özgün kapağı ile dikkat çekiyor.
Uyanma Bildirisi’nde on altı kısa öykü yer alıyor. Yalın ve içten anlatımın bütün öyküleri kuşattığını görüyoruz. Anlatıcı-kahraman eserdeki bütün metinlerin ruhunda geziniyor. “İstanbul Islanırdı, Uyanma Bildirisi, Halep Oratoryosu ve diğer anlatılarda yazar kahramandır; bazı durumlarda kahraman kalemi eline almıştır … “Kalabalıklar arasında yalnızlığı yaşayan bu yazar, İstanbul enstantaneleriyle öyküsünü oluşturur.” der bir durum değerlendirmesinde eleştirmen Necip Tosun.
Metafizik hissedişler ve tasavvuf, Çam’ın öykülerinde dimağa süzülüp gelen, canlı birer kaynaktır adeta. Göl Martısı; taşralı, ta Anadolu’dan bir kuşun, Simurg’a yolculuk hevesini anlatır. Feridüddin Attar’ın “Kuşların Konferansı” adlı kitabına göndermeler yapılır ve kahramanımız martı, o yolculuktaki kuşlara imrenir, onları içten içe kıskanır. Deniz Martısı adlı öyküde ise modern, Batıcı ve geçmişine sırt çevirmiş bir martının durumu anlatılır. “Nuhan Nebi, modern ile geleneksel arasında gidip gelen imgeler ve kişilerle adeta okuyucunun bir karşılaştırmaya gitmesini ister.” diyor, bir yazısında Mehmet Özger.
Uyanma Bildirisi’nde yazar, okuyucuyu sağlam dokunmuş öykülere, bir okuma şölenine davet ediyor. On altı kısa öykünün yer aldığı kitap yüz dört sayfadan ibaret.
İZDİHAM