Panoptikon Fanzin, birinci yılını doldurduğu dördüncü sayısıyla okurun karşısına çıktı.
Emrah Yolcu, ilgi çeken yazı dizisini, ” Panoptikon IV: Şiir ve Anlam-Hakikat Üzerine” yazısıyla sürdürüyor. Anlamın-hakikatin kendisini var olarak dayatmasını ve insanın kendi yarattığı şey karşısındaki düşkünlüğünü ele alıyor. “Anlam-hakikat diyerek imlediğim şey, beni dilin sınırlarına hapsederek, yaklaşmak istediğim –daha doğrusu– hep yaklaşmakta olarak kalmak isteyeceğim doruktan uzaklaştıracaktır. Bu dilin iddiasıdır. Bu dilin kendini aşma iddiasıdır. Oysa bu diyerek nitelemeye çalıştığım şey dilden geride, aşağıda, zamansal olarak öncededir. Dil, anlam yolundaki en büyük engeldir: Budur işte zehir! ”
Neredeyse hiç röportaj vermeyen Kanadalı aykırı Post-Rock grubu Godspeed You! Black Emperor’ın bir söyleşisini Mehmet Topal Türkçeye çevirdi: “Muazzam hissettiren zaferlere sahip oluyorsunuz ama çoğu zaman hiç kimse bunu fark etmiyor, kavganın en önünde olan çocuklar dışında.”
Emrah Yolcu, GY!BE’nin İstanbul konseri deneyimini kaleme aldı: “Hayatta bazı anlar vardır, içindeyken; “Şimdi buradayım,” dersiniz, “şimdi buradayım ve bu anın tüm olanaklarını yaşamalıyım! Şu an başka hiçbir şeye ihtiyacım yok. Buna tanık olmakla yetinmemeli, buna katılmalıyım. Bu anın içinde her şeyin fakına varıp, her şeyi unutmalıyım.” dersiniz
Panoptikon, İşgalci Japonların sansürüne uğrayan Endonezyalı şair, Chairil Anwar’ın bir şiirini sunuyor okurlarına. Çeviren: Vera Febrina Harludi: “Sürüden atılan/ Vahşi bir hayvanım ben”
Panoptikon Fanzin’in son sayısında yer alan şairler ise şöyle:
“kimse bilmedi vakti, gölgelerde biriken tortuları da
Sözlerimiz terledi ve harflerin kusuru söylenmedi” Kadir Sevinç
“Tut kovanı ham insanla içkin olana, ip üzerindeliğe, coşkuya
Sorguya tut kovanı, en başkası kendi olanın ayna ile girdiği sorguya. Muhammet Durmuş
“köşemin silahşoru olamadım yanlış karar vermekten
ben kazanmak kaybetmek yarışlarından uzak durdum” Murat Çelik
İZDİHAM