Arabesk müptelaları arasında hep anlatılan bir hikaye vardır. Şehir efsanesi o ya söz gelimi bir gün Hakan Taşıyan ‘’Ben arabeskin peygamberiyim’’ minvalinde bir açıklama yapmış ve bu durum Müslüm Gürses’e sorulmuş Gürses de cevaben ‘’Benim onun gibi bir peygamberim yok’’ dediği rivayet edile gelmiştir. Arabeskin içinde bu ve buna benzer bir çok rivayet / efsane anlatılır. Aslında bu kısa efsane bile arabeskin ne kadar uçlarda gezindiğine dair bize çok şey vaat eder. Arabesk sadece anlatı dili olarak değil temsil olarak da bir çok şeyi en uçlarda var eder. Peygamber Tanrı gibi söylemler arabeskin yer yer şarkılarında karşımıza çıksa da asıl bu sanatçıların temsili Peygamber ve Tanrı gibi kutsanmıştır. En azından arabesk müptelaları için bazı isimler kutsalmışçasına tartışmaya kapalıdır. O isimler her ne yaparsa yapsın yaptıkları hiçbir şey müptelaların onlara karşı olan sevgisini hafifletmez. Aksine daha da sertleştirir ve her durumda o bağ daha da güçlü bir şekilde kurulur. Burada sadece sanatçı – hayran ilişkisinden söz etmek pek mümkün değil. Bunun çok ötesinde bir şeyler var. Arabesk müptelaları arabesk sanatçılarının temsillerini dünyaya karşı aidiyet kurmak üzere kullanırlar. Bu hemen her arabesk sanatçısının maruz kaldığı bir durumdur. Gerek Müslüm Gürses Ferdi Tayfur gibi arabeskin ilk yıldızları olsun gerek Hakan Taşıyan Azer Bülbül gibi görece daha genç yıldızlar olsun ; müptelalar için her bir isim hayat karşısında bir aidiyet mabedidir. Aslında müptelalar o isimlerin ardına gizlenerek o sanatçıların şarkıları ve temsillerini bir ‘ayet – hadismiş’ gibi tartışmaya kapatırlar.
Bunun temelinde de aslında müptelaların somut olarak bir ‘şeyi’ görmek hissetmek dokunmak hissi yatar. Yani Tanrı’ya ulaşamadıkları an ulaşabildiklerini Tanrıymışçasına tartışmaya kapatmak. Bir anlamda o sanatçıların şarkıları ile amel etmek durumu. Çünkü Tanrının sırrına ve gizemine karşılık arabesk sanatçıları her daim açık ve somut olmuşlardır. Müptelalarda bu sanatçıların temsilinde kendine peygamberler yaratırcasına her bir ismi bağırlarına basmışlardır. Yani söz gelimi arabeski bir din olarak düşünürsek pekala sanatçılarını da peygamber / şeyh / evliya olarak tasavvur etmemek için hiçbir sebep yoktur. Nitekim müptelalar için Müslüm Gürses arabeskin ‘peygamberi’ ise Hakan Taşıyanda şeyhidir. Nasıl ki peygamberin varlığı şeyhin kendi inkar etmesine sebep değilse şeyhin de varlığı peygamberi ötekileştirmez. Hakan Taşıyanda tam olarak burada arabeske dahil olur. Yani Hakan Taşıyan Müslüm Gürses üzerinden (peygamberini reddetmeden) kendi tekkesini kuran bir şeyh gibidir.
Şimdi o efsanenin gerçeklik ile hiçbir bağı olmadığını söyleyerek devam etmek gerekirse. Asıl durumun bununla hiçbir alakası yoktur. Aksine Hakan Taşıyan bir derviş gibi bağlıdır Müslüm Gürses’e. Hatta iç içe geçmişlerdir de denilebilir. Hem tavır hem ses olarak birbirlerinin aynası gibidirler. Hatta öyle ki Müslüm Gürses bile Hakan Taşıyan ilk çıktığında oldukça şaşırır. Bu şaşkınlığın rivayetini ise İbrahim Tatlıses şu sözlerle anlatır ; ‘’Bir gün Muhterem Nur ile Müslüm Gürses birlikte geziniyorlar. Hakan Taşıyan’ın da Sensiz İki Gün şarkısı yeni çıkmış. Şimdi sesi duyuyorlar. Birden bire Müslüm Gürses şaşırıyor. Müslüm içinde ‘ayda bir kaset çıkarıyor’ tabiri hep yapıldığından. Yani kaç kaset çıkardığını bilmiyor. Dönüyor Muhterem Nur’a ‘’Yahu Muhterem ben bu şarkıyı ne zaman okudum?’’ (1) dediği söylene gelmiştir. Aslında bu kısa ‘espri’ bile söz konusu iççice geçmişliğin ispatıdır. Hakan Taşıyan Müslüm Gürses karşısında her daim ‘kul’ gibidir. Neredeyse kendiliği bırakıp ‘Müslüm’ olarak devam eder hayatına. Fakat bu durum bir taklit değil de Müslüm’ün yanında pişmek gibidir. Nitekim Hakan Taşıyan ile Müslüm Gürses bir televizyon programında (2) bir araya geldiklerinde neredeyse birbirleri içinde eriyeceklerdi. Birbirlerine rakip veya veliaht gibi gösterilmiş olan Hakan Taşıyan ‘Babasının’ karşısında ‘saygıda kusur etmeden’ kendini ona teslim eder. Hatta programın devamında Hakan Taşıyan Müslüm Gürses’in o ünlü ‘Gözünden Tanırım’ şarkısını söylüyorken; Müslüm Gürses buna karşılık Hakan Taşıyan’ın Güz Gülleri eserini söyler. Bununla da sınırlı kalmayıp Hakan Taşıyan eline bağlamasını alır ve ‘babaya’ bağlama çalar ‘Babada’ o meşhur Yaranamadım şarkısı ile alır eline mikrofonu. Hatta öyle ki şarkının ortasında Müslüm Gürses Hakan Taşıyan’a bile tutar. Buna karşılık ise Hakan taşıyan hem bu program boyunca hem de hayatı boyunca Müslüm Gürses’e her daim ‘Baba’ diye hitap eder. Ayağa kalkar önünü ilikler onun adı geçtiğinde kendine çeki düzen verir Hakan Taşıyan. Neredeyse Müslüm Gürses ile kendisini var eder de denilebilir. Bir konser organizasyonunda buna benzer şeyler yaşanır. Müslüm Gürses’in önce sahneye çıktığı bir konserde onun ardından sahne alan Hakan Taşıyan Gürses’e sarılarak ve binlerce kişinin önünde onun elini öperek devralır mikrofonu. (3) Keza müptelalar için bu ‘saygı’ her daim Hakan Taşıyan’ı kabullenmeleri için yeterli olmuştur. Müslüm Gürses’in olmadığı bir başka konserde (4) ise Mahsun Kırmızıgül’ün ardından sahne alan Hakan Taşıyan neredeyse stadı yerinden oynatır. Üstelik müptelalar daha çok Müslüm Gürses’in konserlerinde ceplerinden çıkardıkları jiletleri bu kez Hakan Taşıyan’ın konserinde çıkarırlar. Keza Mahsun’dan beklediklerini alamayan müptelalar Hakan Taşıyan’ın mikrofonu eline almasıyla vücutlarını doğramaya başlamaları bir olur. Peki böylesine iç içe geçmişliğin ardında Müslüm Gürses Hakan Taşıyan için ne anlam ifade eder sorusu geliyor akla? Gürses’in ölümünde sonra Hakan Taşıyan kendisine sorulan ‘Özlediniz mi Müslüm Babayı’’ sorusunu ise ; ‘’Müslüm abi…Hepimizin büyüğü güzel bir insandı. Derviş gibi bir adamdı. Bunu aslında bilenler öyle bilir. İnsan olmak ayrı ama bir de insanın ruhani olarak bir şeyi vardır. Gönül felsefesi vardır. Rahmanilik dervişlik enbiyalık evliyalık gibi. Hayatını yaşamış ve örnek bir insandı Müslüm Abi. Yani gerçekten Türkiye için vazgeçilmez bir insandı. Tanıyan bilir onu bilen bilir.’’ (5) sözleriyle cevaplarken bir yandan kendi sükutunun da zikrini çeker gibidir.
Peki Müslüm Gürses’in denklemden çıkarıldığında geriye kalan Hakan Taşıyan nerede konumlandırılabilir sorusunu ise her şeyden önce o kendine has efendiliği ile başlayarak cevaplamalı. Hakan Taşıyan hep efendiliği sükutu sessizliği ile yer etmiştir imgelemimizde. Bunun dışında sadece şarkı söyler. Neredeyse konuşmayı sökememiş bir çocuk edasındadır. Sanki bütün bir hayatın bütün mahcubiyetini suretinde gizler. ‘’Bu dünyadan ayrıldığınızda nasıl anılmak istersiniz?’’ sorusuna kısa ve net bir cevap verir : ‘’İnsan Olarak’’ (6) der ve tekrar o mahcup tavrına bürünür. Devamlı aynı şeyi şerh eder. Mekanlar ve zaman değişse de Hakan Taşıyan’ın dilinden çıkan sözler hep aynı kalır. ‘’Bizler yaşamaya geldik dünyaya.’’ (7) sözlerinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hiçbir şey değişmeden ‘’Biz boşluğu doldurmaya geldik dünyaya’’ (8) söylemiyle yineler kendini. Fakat içinde hep bir yaşanmamışlığın eksik kalmışlığın hüznü de hiç kaybolmaz. Alkole ve gözyaşına sığınması da hayatın karşısındaki çaresizliğinden dolayı olsa gerek. Çünkü yaşamayı öğrenememiş bir çocuk her daim düşmeye mahkumdur. Hakan Taşıyan’da her daim bu düşüşü yaşamıştır. Keza dümdüz nizami ve sıralı bir biyografisinin olmaması da bundandır. Yaşlanması da yaşamı gibi istikrarsızdır. Sanki çocukluktan sonra hemen yaşlanmış gibidir. Keza ‘’İnsanlık maddiyatın dışında başlıyor.’’ demesi de bundandır. O maddiyatsızlığın adresini ise ‘’Mevlana felsefesi Bektaşi kültürü’’ (9) olarak göstermesi de bir anlamda o beyhude ve yiten insanlığın aranışıdır.
Hakan Taşıyan’ın öyküsü Ankara’da başlıyor. 1973’de Altındağ’da doğuyor. 9 kardeşin ortancasıdır. (10) Eğitimi yok denecek kadar azdır. Ankara’nın arka mahallelerinde açık hava sinemalarında Neşet ve Bozlak türküleri dinleyerek büyüyor. Babası müzisyen. Klarnet çalıyor. Ankara’nın birçok yerel düğününde müzisyenlik yapıyor. Hakan Taşıyan’da çocukluğunu babasının yanında o düğünlerde sahne alarak geçiriyor. Bu sürede Bağlama ve Ud çalmayı öğreniyor. Sahnede sabahlara kadar solistlere bağlama çalarak giriyor gece hayatına. Askerliğini de şarkı söyleyerek bitiriyor. Askerden sonra komutanlarının ve çevresinin baskısıyla Unkapanı’nın yolunu tutuyor ama reddediliyor. Gerekçe ise ‘Müslüm Gürses taklitçiliği’ olarak gösteriliyor. Daha pişmesi gerekiyordu. Fakat çok uzun sürmeyecekti bu pişme evresi. Unkapanı’ndan reddedilince bırakmayacaktı kendini ve devam edecekti. İlk albümü 23 yaşında gelecekti. Hem de hayatını özetler mahiyette bir isimle ; Hesabım Bitmedi Seninle…
Hesabım Bitmedi Seninle (1996)
Albüme geçmeden önce kısaca Hakan Taşıyan için arabesk nedir sorusuna cevap vermek gerekirse. Aslında birçok arabesk sanatçısının dile getiremediği kadar keskindir Hakan Taşıyan’ın arabesk üzerine söylemi. ‘’Özümüz arabesk. Bu bizim toplumumuzun yaşam müziği. Çünkü kendini orada görüyor.’’ (11) sözleriyle özetliyor arabeski. Bir başka yerde ise ; ‘’Arabesk müziği farklı bir duygu. İşte damar tabiri kullandıkları oluyor. Gönül meselesi yani. Bir de zordur arabesk yorumculuğu. Öncelikle arabeski müzikal olarak iyi kavramak lazım. Şarkı söylemek için insanın müzisyen olması lazım. Enstrüman çalması lazım. Yoksa şarkı söylemek zor.’’ (12) söylemiyle arabeski diğer türlerin önüne geçiriyorken aynı zamanda enstrüman bilgisinin de önemini vurgular. Bu pek bilinmese de Hakan Taşıyan’ın bağlama çalması ilk gençliğinden itibaren müzik ile olan en derin temasıdır. Yorumculuğu da bağlamasının hemen ardından gelir. Yani sadece arabesk değil türkü uzun hava performansları da göstermesi aynı zamanda bir çeşitliliğin sonucudur. Keza Hakan Taşıyan ilk albümde bunun farklı örneklerini de bize sunar.
Hakan Taşıyan ; 24 yılda (1996-2020) toplamda 12 albüm yapar. ilk albüm Hesabım Bitmedi Seninle adıyla sonraki yıllarda da defalarca birlikte çalışacağı Sıla Kaset etiketiyle Uğur Bayar’ın yönetmenliğinde yayınlanır. Bu albüm her ne kadar biraz gölge de kalmış olsa da aslında sonraki Hakan Taşıyan depreminin ilk artçı sarsıntıları olarak düşünülebilecek kadar derin bir çalışmadır. Toplamda 11 şarkıya yer verilen Hesabım Bitmedi Seninle albümü Taşıyan’ın ilk albümü olmasına rağmen ; söz müzik ve vokal olarak gayet başarılıdır. Uğur Bayar yönetiminde albümün orkestrasında Hakan taşıyan’a dönemin en yetkin isimleri eşlik eder. Yaylı Grubunu ; Timur & Reşat Şenyaylar Sait & Şükrü Büyükçınar Namık Taşpınarlı Özcan Büyük isimleri oluştururken ; Viola İbrahim Şentürker ; Çello Özer Arkun ; Solo Keman Adnan Karaduman ; Bağlama Çetin Akdeniz ; Elektro Bağlama İsmail Tunçbilek ; Kaval Ney ve Zurna Ercan Irmak ; Kavala Uğur Bayar ; Gitar ve Ud Erdinç Şenyaylar ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Darbuka Mısırlı Ahmet ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) ; Kanun ise Aytaç Doğan’a emanet edilmiş. Her bir virtüözün kendi alanındaki yetkin isimlerden oluşturulan Hesabım Bitmedi Seninle albümü ; müzikal olarak arabeskin bütün renklerini ortaya çıkarır mahiyettedir. Albümdeki şarkıların sözleri de dönemin en önemli isimlerinden seçilmiş.
Bu ilk çalışmanın hit şarkıları ise ; bir Uğur Bayar klasiği olarak albüme adını veren eser Hesabım Bitmedi Seninle (Söz : Yunus Taşkın Müzik : Uğur Bayar) ; Şakir Askan’ın sözleriyle damga vurduğu Ağlama Dayanamam (Müzik : Kemal Taşçeşme) ve Cemal Safi’nin o kendine has dizeleriyle notaya dökülen Gelme (Müzik : Vedat Yıldırımbora) çalışmalarıdır. Müptelalar için Hesabım Bitmedi Seninle şarkısındaki ‘’İçimdeki öfke her gün çoğalır / Nefretime dağ mı taş mı dayanır / İkimize birden dünya daralır / Hesabım bitmedi daha seninle’’ dizeleriyle açılan ‘öfke’ ; Gelme şarkısındaki ‘’Düşman silsin gözyaşımı sen silme / Ecel girsin yatağıma sen girme / Benim kadrimi toprak bilsin sen bilme’’ sözleriyle daha da büyürken Ağlama Dayanamam şarkısındaki ‘’Bu günler yaşanacak ne kadar zor olsa da / Seven gönül uslanmaz dertlere yol olsa da / Ayrılık kolay değil özlerken uzaklardan / Her zalim gül dikeni katlanmak zor olsa da’’ dizeleriyle arabesk kendi diline bir kez daha yenik düşer. Müptelalar için Aşk ; bütün öfkeleri nefretleri hınçları yaşarken en sonunda tekrar aynı yere dönmekten başka nedir ki?
Albümün diğer eserleri ise arabesk ve Halk Müziği arasında çeşitlilik gösterir. Zaman Kötü Korkuyorum (Söz : İ. Behlül Bektaş Müzik : Cavit Deringöl) Tanımıyorum (Söz : Yunus Taşkın Müzik : Uğur Bayar) Ben Nasıl Yanmam Dağlar (Söz : Şakir Askan Müzik : Kemal Taşçeşme) Ahlar Elimden Bin Ah Eder (Söz : Selahattin Sarıkaya Müzik : Uğur Bayar) şarkıları albümün Arabesk kolunu oluştururken ; Geze Geze (Barak) (Söz – Müzik : Halit Araboğlu) Askerim Boynum Bükük (Kaynak Kişi : Mahmut Tuncer) Garibim Dünyada Yüzü Gülmez (Bozlak) (Söz – Müzik : Neşet Ertaş) Garip Anam (Söz – Müzik : Bayram Şenpınar) eserleri de albümün Halk Müziği kolunu temsil eder. Keza bu ilk albümdeki çeşitliliğin zaman içerisinde diğer albümlerde de devam edeceğini eklemeli. Hakan Taşıyan her ne kadar bu albüm ile ‘piyasaya’ girmiş olsa da devamındaki çalışmalarda da kendi estetiğinin üzerine ekleyerek devam edecektir.
Sensiz İki Gün (1997)
Hakan Taşıyan ; ilk albümünden başlayarak peşin sora gelen 10 yıl boyunca (1 yıl hariç) neredeyse her yıl bir albüm yayınlar. Şüphesiz bu üretkenliğin arkasında salt yorumcu olmasının payı büyüktür. Yani Müslüm Gürses ile olan bir diğer benzerliği de tıpkı onun gibi yorumculuğu ile ön plana çıkmasıdır. Yine Uğur Bayar yönetmenliğinde Sıla Kaset etiketiyle 1997 yılında Sensiz İki Gün isimli albümünü yayınlar. Toplamda 11 şarkının yer aldığı bu albümde de Hakan Taşıyan tıpkı ilk albüm gibi oldukça güçlü bir orkestra ile çalışır. Yaylı grubundaki ; İlyas Tetik Sendur Güzelel Namık Taşpınarlı Reşat & Ayhan & Timur Şenyaylar Sait Büyükçınar Adnan Karaduman Özcan Büyük isimlerine eşlik eden müzisyenler ise ; Violalalar İbrahim Şentürker ve Şükrü Büyükçınar ; Çello Özer Arkun ; Ney Kaval Ercan Irmak ; Kavala Uğur bayar ; Darbuka Mısırlı Ahmet ; Gitar Ud Erdinç Şenyaylar ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Bağlama İsmail Derker ; Def Seyfi Ayta ; Kanun Aytaç Doğan ; Klarnet Bülent (Kirpi Bülent) Altınbaş’tır.
Albümde yer alan ve yayınlanır yayınlanmaz klasik haline gelen şarkılar ise; albüme adını veren Sensiz İki Gün (Söz: Cemal Safi Müzik : Murat Şenpınar) Davacıyım (Söz : Şakir Askan Müzik : Uğur Bayar) Hazin Geliyor (Söz : Cemal Safi Müzik : Levent Gürsel) Doktor (Söz : Şakir Askan Müzik : Murat Şenpınar) çalışmalarıdır. Nitekim bu eserlerin öne çıkmasında; Cemal Safi ve Şakir Askan gibi usta söz yazarlarına –şairlere- Uğur Bayar Murat Şenpınar gibi arabeskin en ciddi müzik adamlarının eklemlenmesinin ciddi payı vardır. Çünkü arabesk her şeyden önce söylem olarak var olan bir müziktir. Geri kalan her şey bu söylemin ardında yer alır. Yani arabesk müptelaları açısından bir şarkı öncelikle söz olarak var olur. Ardından vokal ardından müzik ve orkestra gelir. Bu albümde her şeyden önce müptelalar için söylemin kendini aşikare belli ettiği bir toplamdır. Üstat Cemal Safi’nin Sensiz İki Gün şarkısındaki ‘’Ayağıma prangalar taktılar / Gözlerimi dağladılar yaktılar / İki koldan bir alnımdan çaktılar / Çarmığa gerdiler sensiz iki gün’’ dizeleriyle açılan damar Hazin Geliyor şarkısındaki ‘’Vicdanım elvermez şeytana uysa / Ağlarsın kıyamam canıma kıysam / Ne zaman bir tren çığlığı duysam / İçime elveda sızın geliyor’’ dizeleriyle iyice kan akıtır. Öte yandan Şakir Askan imzalı ve geç dönem arabesk klasiği olarak da sayılabilecek şarkılardan Davacıyım eserindeki ‘’Baharda çiçeksiz bıraktın beni / Yağmurda kurutup sararttın beni / Cezasız bırakma böyle zalimi / Tanrım bu kulundan davacıyım ben’’ sözlerinin Doktor eserindeki ‘’Aşk yarası bu ilaç kapatmaz / Derdin teselli beni avutmaz / Dermanı yardadır sen de bulunmaz / Boşuna benimle uğraşma doktor’’ dizelerine eklemlenmesiyle oluşan acının ve aşkın kronikliği müptelalar için ilaç mahiyetindedir. Keza sadece söylem olarak değil müzikal olarak da müptelalarının kalbinde ciddi bir yer işgal eder bu şarkılar. Söz gelimi Hazin Geliyor şarkısındaki solo keman (İlyas Tetik çalıyor) ; Davacıyım şarkısındaki elektro bağlama (İsmail Derker çalıyor) ve solo keman (Adnan Karaduman çalıyor) sunumları da eserlerin klasik olmasındaki en büyük paydır.
Albümün kalan eserleri de en az bahsi geçen şarkılar kadar vurucudur. Yine Halk Müziği öğelerinden beslenen 2 şarkının da albümde yer aldığını eklemeli. Gözünü Toprak Doyursun (Söz – Müzik: Esat Kabaklı) Ahu Gözlüm (Söz – Müzik : Av. Doğan Güllüoğlu) ve Asrı Gurbet (Uzun Hava) (Söz – Müzik : Ali Kızıltuğ) şarkıları albümün Halk Müziği kanadıdır. Burada bir dipnot vermek gerekirse Asrı Gurbet şarkısında Hakan Taşıyan sadece vokal olarak değil Bağlama olarak da kendini gösterir. Keza İbrahim Tatlıses gibi uzun havanın en sanatkâr isminin altında Hakan Taşıyan kendine pek yer bulamasa da hatırı sayılır bir uzun hava performansı gösterdiğini de eklemeli. Albümün diğer şarkıları ise ; Kime Ne (Söz : Şakir Askan Müzik : Uğur Bayar) Vurun (Söz – Müzik : Uğur Bayar) Nasıl Yıkılmam (Söz : Neşet Oğuzeroğlu Müzik : Uğur Bayar) Allah Aşkına (Söz : Cemal Safi Müzik : Mine Özdan) şeklinde sıralanabilir.
Gözün Sevem (1998)
Hakan Taşıyan ve Uğur Bayar ortaklığı iki albümde belirli bir ritim ve formül geliştirmişlerdir. En azından kalıp olarak albümlerin taslağı öncesinden hazır gibidir. Her albümde de bu kalıbın üzerine eklenerek ilerleyen bir estetik içerisinde arabesk kendi dilini büyüterek gelişir. Taşıyan’ın üçüncü albümü de Uğur Bayar yönetmenliğinde 1998 yılında yine Sıla Kaset etiketiyle yayınlanır ve bu albümle birlikte Taşıyan’da kendi tahtını iyice sağlamlaştırır. Nitekim Uğur Bayar Taşıyan ile yaptığı her albüme güçlü bir orkestra ile çalışmaya devam eder. Yaylı Grubu ; İlyas Tetik Sendur Güzelel Reşat & Timur Şenyaylar Şükrü Büyükçınar Adnan Karaduman Namık Taşpınarlı ve Özcan Büyük isimlerinden oluşurken söz konusu müzisyenelere ; Violalarda Sait Büyükçınar İbrahim Şentürker Yaşar Okyay ; Çelloda Özer Arkun eşlik eder. Orkestranın diğer müzisyenleri ise ; Ney Eyüp Hamiş ve Hakan Polat ; Kavala Uğur Bayar ; Gitarlar Erdinç Şenyaylar ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Kanun Aytaç Doğan ; Klarnet Bülent (Kirpi) Altınbaş ; Ritimler Mısırlı Ahmet Almanyalı Suat Can Kokrek ; Def Seyfi Ayta ve Kamil Taşpınarlı ; Bağlamalar Fatih Doğaner Uğur Karakuş Özkan Alıcı Necati Şenol isimlerinden oluşur.
Müzikal olarak albüme Uğur Bayar’ın damga vurduğunu söylemek abartılı olmaz. Toplamda 12 şarkının yer aldığı albümde Bayar’a ait 6 beste yer alır ki bu eserlerin her biri albümün en ‘klas’ şarkılarıdır. Bunlar ; sözlerinin de Bayar’a ait olduğu Üzülürüm ve Geç Olmadan Gel şarkılarının dışında Gözün Sevem (Söz : Yusuf Gürsel) Hasret Bana (Söz : Yunus Taşkın) Kavgam Var Kaderler (Söz : Mehmet Ali Öç) İşte Güzel Böyle Olur (Söz : Şakir Askan) eserleridir. Bunların dışında albümde yer alan diğer çalışmalar ise ; yine bir Cemal Safi şaheseri olan Eskici (Müzik : Vedat Yıldırımbora) Gelin Olduğun Gece (Söz – Müzik : Mehmet Gedik) Nidem (Söz – Müzik : Bayram Şenpınar) Geceler (Söz : Şakir Askan Müzik : Kemal Taşçeşme) Deli Deli (Söz : Fethiye Deringöl Müzik : Cavit Deringöl) ve son eser yine bir uzun hava olan Neşet Ertaş çalışması Hata Benim’dir.
Albümün öne çıkan eserleri ise ; girişindeki darbuka ve elektro bağlamadan başlayarak arabeskin en özgün yıllarını hatırlatan Gelin Olduğun Gece şarkısının yanında ; Üzülürüm Gözün Sevem ve Eskici çalışmaları sayılabilir. Fakat ‘’Onundu şu masa şu kalem kağıt / İster sat ister hayrına dağıt / Bitsin bu hıçkırık dinsin göz yaşı / Al götür eskici topla ne varsa / Kalmasın bu aşktan hiçbir hatıra’’ sözleriyle Cemal Safi’nin o virane gönlünü açtığı Eskici şarkısı albümün dinamiti gibidir. Kalan eserlere neredeyse hiç söz hakkı tanımadan kendi başına albümü sürükleyen bu eser halen daha müptelaların kalbine ‘kanal yolu’ açmaya devam eder.
A Canım / Kıymetini Bilemedim (1999)
Hakan Taşıyan ilk üç albümünde birlikte çalıştığı Uğur Bayar’ın ardından ilk kez A Canım albümünde başka bir isimle çalışır. Albümün yönetmenliğinde İbrahim Tatlıses orkestrasından bildiğimiz Sendur Güzelel yer alır. Uğur Bayar ile yakalanmış olan bir ivme hafif bir sekteye uğramış olsa da bu albümde de devam ettiği söylenebilir. Albümün orkestrası yine seçkin müzisyenlerden kurulmuştur. Şöyle ki Yaylılarda ; Sendur Güzelel Ayhan & Timur & Reşat Şenyaylar Şükrü Büyükçınar Adnan Karaduman Özcan Büyük ve Namık Taşpınarlı isimlerinden oluşurken orkestranın diğer isimleri ise ; Violalar Sait Büyükçınar Yaşar Okyay İbrahim Şentürker ; Çello Özer Arkun ; Gitarlar Erdinç Şenyaylar ; Solo Keman Sendur Güzelel ; Grup Bağlama İsmail Tunçbilek Fatih Doğaner Necati Şenol ; Elektro Bağlama İsmail Tunçbilek ; Kanun Aytaç Doğan ; Ud Fatih Doğaner ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) ; Ney Ercan Irmak ; Ritimler ise Hamdi Akatay ve Yaşar Dramalı’dan oluşur.
Albümün geneli için yine arabesk ve Halk Müziği esintilerinin birbiri içinde eritildiği söylenebilir. Toplamda 13 şarkının yer aldığı albüm ; bir yandan arabeskin bütün imkanlarını kullanırken öte yandan Halk Müziğinin o gelenekçi ritimlerinden de vazgeçmez. Albümde yer alan şarkılar ise ; A Canım (Söz – Müzik : Yusuf Gürsel) Kıymetini Bilemedim (Söz : Yusuf Gürsel Müzik : Levent Gürsel) Seni Senden Ayıranlar (Söz – Müzik : Cahit Çiftçi) Divaneyim (Söz – Müzik : Bayram Şenpınar) Faniymiş Dünya (Barak) (Söz – Müzik : Anonim) Bağışla Beni (Söz – Müzik : Selahattin Sarıkaya) Yıllarım (Söz : Murat Şenpınar – Halit Çelikoğlu Müzik : Murat Şenpınar) Gönül Ne Yapsın (Söz : Timur Alpsakarya Müzik : Mustafa Yaşamış) Seni Beklerim (Söz : Şefik Aktar – Mustafa Yaşamış Müzik : Mustafa Yaşamış) Yaşıma Bakmayın (Söz : Yusuf Gürsel Müzik : Levent Gürsel) Aşkın Beni Deli Eyledi (Söz – Müzik : Neşet Ertaş) Atı Olan El Atına Biner mi (Söz – Müzik : Neşet Ertaş) Niğde Bağları (Söz – Müzik : Anonim) şeklindedir. Albümün hit olmuş bir şarkısı olmasa da Yıllarım ve Faniymiş Dünya şarkıları ile Neşet Ertaş türküleri hem düzenleme hem de vokal olarak öne çıkar. Fakat şunu da eklemeli ki albümü bir bütün olarak düşünmeli. A Canım / Kıymetini Bilemedim albümü başından sonuna kadar hem müzikal hem de vokal olarak şölendir. Hiçbir şarkı diğerinin önüne çıkmadan her bir şarkı kendinden sonraki eseri yücelten tamamlayıcı bir formdadır denilebilir.
Güz Gülleri (2000)
Asıl Hakan Taşıyan efsanesini yaratacak adeta Mit olacak albüm ise milenyumla birlikte gelir. 2000 yılında tekrar Uğur Bayar yönetmenliğinde Sıla Müzikten çıkarılan Güz Gülleri albümü hem arabeskin hem de Hakan Taşıyan’ın en güzide çalışması olarak kayıtlara geçer. Keza şunu da söylemeli ki Hakan Taşıyan hangi albümü yapmışsa o albüm geç dönem arabeskin klasiği haline gelmiştir. Bunda Uğur Bayar’ın payı yüksektir. Şayet Hakan Taşıyan Bayar gibi usta bir arabesk emekçisinin yerine daha spesifik bir isimle çalışmış olsaydı belki de bu kadar estetik albümlere imza atamazdı. Fakat diğer yandan Bayar’da Hakan Taşıyan dışında daha tekdüze yorumcularla çalışmış olsaydı yine bu denli bir kaliteden söz etmek imkansız olurdu. Yani arabesk özelinde vokal ile müziğin en estetik biçimiyle bir araya geldiği Bayar – Taşıyan albümleri ; başından sonuna kadar her bir teferruatıyla müthiş zenginlikler barındırır diyerek orkestraya geçmek gerekirse.
Albümün orkestrası yine öncü kuvvet birliği gibidir. Yaylılarda ; Ayhan & Reşat & Timur Şenyaylar Yaşar Okyay Adnan Karaduman Özcan Büyük Şükrü Büyükçınar Baki Kemancı isimlerinden oluşurken ; Violalar Sait Büyükçınar ve İbrahim Şentürker ; Çello Özer Arkun ; Ritimler Cengiz Ercümer Serdar Erbaşı Almanyalı Suat Can Kökrek Seyfi Ayta ; Gitarlar Erdem Sökmen ; Grup Bağlamalar Çetin Akdeniz İsmail Derker Güray Hafiftaş ; Solo ve Elektro Bağlama İsmail Derker ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) Kanun Aytaç Doğan ; Ud Yıldıran Güz ; Nefesliler Ercan Irmak ; Onua Sezai Kocabıyık ; Solo Keman Adnan Karaduman ; Cümbüş Uğur Karakuş ; Piyano Cengiz Özdemir isimlerine emanet edilmiş.
Albümde yer alan şarkılar ise ; Güz Gülleri (Söz – Müzik : Selim Öztaş) Sen Uyurken Gideceğim (Söz – Müzik : Sait Ergenç) Geleceği Yok Onun (Söz : Yalçın Polat Müzik : Uğur Bayar) Ben Unutamam (Söz : Kerim İpek Müzik : Uğur Bayar) Cezam Bitmiyor (Söz : Yüksel Alkış Müzik : Yılmaz Tatlıses) Gerçek Aşkın Yeri Yok (Söz : Halit Çelikoğlu Müzik : Muammer Çetinyay) Gel de Bana Sor (Söz : Hamza Dekeli Müzik : Uğur Bayar) Utan (Söz – Müzik : Uğur Bayar) Sen Deli misin (Söz : Şakir Askan Müzik : Uğur Bayar) Layık Değilim (Söz : Süleyman Harmanyeri Müzik : Levent Gürsel) Gülmek Benim Neyime (Söz : Şefik Aktar Müzik : Uğur Bayar) Yine Bir Hal Oldu (Uzun Hava) ve Yare Gidem (Söz – Müzik : Neşet Ertaş) şeklindedir.
Uğur Bayar’ın 6 eserle imza attığın albümün tabi ki en gözde eseri Güz Gülleri’dir. Fakat en az bu şarkı kadar başarılı işlerin de albümde olduğunu söylemeli. Sen Uyurken Gideceğim şarkısındaki Elektro Bağlama (İsmail Derker) sunumundan başlayarak Sen Deli misin eserindeki solo bağlamaya (Kemal Arapoğlu) kadar varan sürece Utan şarkısındaki klarnet (Göksun Çavdar) sunumunun da eklemlenmesiyle albüm kendi zırhını giyinir. En azından müzikal olarak Bayar’ın epey özgün bir iş çıkardığını söylemeli. Öte yandan artık Hakan Taşıyan albümlerinde klasik haline gelen Halk Müziği yorumlarının da gayet başarılı olduğunu eklemeli. Söylem olarak da albümdeki her bir şarkının kendi içinde belirli şiirselliği yakaladığını belirtmeli. Hem his hem de estetik olarak albümün söylemi arabesk müptelalarının kalbinde iz bırakmıştır.
Sen Uyurken Gideceğim eserindeki ‘’Uyanırsan dayanamam / Bırakamam yoksa seni / Sen uyurken gideceğim / Bunun başka yok çaresi / Kapıdan bir çıkabilsem / Seni kalpten atabilsem / Gözlerine hiç bakmadan / Köşeyi bir dönebilsem’’ sözleri müptelaların zihninde en Güz Gülleri kadar büyük tahribat yarat.
Mor Hicranlar (2002)
Hakan Taşıyan 5 albüm peş peşe yayınladıktan sonra ilk kez 1 yıl ara verir. 2001 yılını sessiz sedasız geçirdikten sonra 2002 yılında Mor Hicranlar adıyla yine Uğur Bayar yönetmenliğinde Sıla Müzikten 6.albümünü yayınlar. Albümün orkestrasından başlamak gerekirse ; Yaylılar Sendur Güzelel Baki & Tarık Kemancı Namık Taşpınarlı Adnan Karaduman Şükrü Büyükçınar İlker Tekyaygil Levent Düzağar Ergün Hepbildik isimlerinden oluşurken diğer müzisyenler ise ; Viola İbrahim Şentürk İskender Şencemal ; Çello Özer Arkun ; Ritimler Mehmet Akatay Yaşar Akpençe Hamdi Akatay Almanyalı Suat Can Köker Seyfi Ayta ; Buzuki Elektro Bağlama ve Klavye Kemal Alaçayır ; Bağlamalar Çetin Akdeniz İsmail Derker Güray Hafiftaş ; Klarnet Alihan Samedov ; Kanunda Aytaç Doğan ; Ud Yıldıran Güz Nefesliler Eyüp Hamiş ; Gitar Sehan Yastıman ; Bas Gitar Nurhat Şensesli ; Piyano Cengiz Özdemir; Trompet Hüsnü Şenlendirici isimlerinden oluşur.
Toplamda 12 şarkının yer aldığı albümdeki eserler ise; 4’ünün bestesi Uğur Bayar’a ait olan ; Kırık Hançer (Söz : Kerim İpek) Yasak Değil Ya (Söz : Osman Gürbüz) Vazgeçeceğim (Söz : Üzeyir Avşar) Ya Seveceksin (Söz : Mehmet Ali Öç) çalışmaların dışında ; albüme adını veren Mor Hicranlar (Söz – Müzik : Gül Erda) daha önce Zeki Müren’den bildiğimiz bir Selami Şahin klasiği olan Susma ; yine Özer Şenay’ın bütün haşmetinin duyulduğu Bilmem ki (Söz : Yavuz Laçin) eserleriyle birlikte ; Yalan mıydı (Söz – Müzik : Turgut Taşçeşme) Gel Kara Sevdam (Söz : Ahmet Kansız Müzik : Kemal Taşçeşme) Ala Gözlüm (Söz : Nigar Refikbeyli Müzik : Emin Sabitoğlu) Yaban Gülüm (Söz : Şakir Askan Müzik : Turgut Taşçeşme) ve son olarak bir Neşet Ertaş eseri olan Sarmıyor Eller ile albüm kendi ihtişamını tamamlar.
Albüme adını veren Mor Hicranlar eseri bu toplamın en gözde şarkısıdır. ‘’Mor hicranlar vurmuş gönül yarasına / Sevgi Tutsak olmuş kapı arkasına / Deste deste güller harcadım şu fani dünyaya / Ne anladım ne anladım çözemezsin yar’’ nakaratıyla zihinlere giren şarkının devamındaki Bilmem ki eserinde yer alan ‘’Şimdi yaşadığım sensin sadece / Hasretinle yandım her gün her gece / Gözlerin esrarlı birer bilmece / Bana hangi gözle baktın (Karşıma nereden çıktın) bilmem ki’’ dizelerde müptelaların vazgeçilmezleri arasındadır. Diğer yandan daha önce Zeki Müren’den dinlediğimiz Susma şarkısının da Hakan Taşıyan’a ayrı bir yakıştığını da eklemeli. Keza albümün kapanış eseri olan Sarmıyor Eller türküsü de aynı minvalde albümün gizli hazineleridir.
Hakan Taşıyan (2003)
Hakan Taşıyan 2003 yılında ise kendi adını taşıyan yine Uğur Bayar’ın kanatları altında bir albüm daha yayınlar. Peşin sıra devam eden bu albümlerde işin açığa biraz kalitenin düştüğünü söylemeli. En azından önceki albümler kadar içi dolu bir çalışma olmadığı söylenebilir bu kayıtlar için. Toplamda 12 şarkının yer aldığı bu albümde de bestesi Uğur Bayar’a ait olan 4 eser yer alır ; Yastayım İstanbul (Söz : Yunus Taşkın) Ben Yaralı Birisiyim (Söz : Kerim ipek) Cemrem (Söz : Mustafa Yaşar Urhan) Bu Ayrıntılar (Söz : Kerim İpek) şarkılarının yanında ise birkaç albüm aradan sonra tekrar Hakan Taşıyan’ın sesinden duyduğumuz bir Cemal Safi şiiri olan Sen Bilmiyordun (Müzik : Tuncay Yalın) ; albümün Halk Müziği kolunu oluşturan Güzel Ne Güzel Olmuşsun (Söz : Karacaoğlan Müzik : Neşet Ertaş) Telli Turnam (Söz – Müzik : Musa Eroğlu) Yaralı Ceylan (Söz – Müzik : Hüseyin Karakuş) şarkılarının dışında albümde yer alan diğer çalışmalar ise ; Sevda Sokağı (Söz : Hatice Yücel Müzik : Ali Çağlayan) Karşılıksız Sevenler (Söz : Ülkü Aker Müzik : Selahattin Sarıkaya) Bir Seni Bitiremedim (Söz – Müzik : Şükrü Büyükçınar) Can Evimden Vurdular (Söz – Müzik : Bilal Ercan) şeklinde sıralanabilir.
Albüm nispeten aceleye gelmiş gibidir. Yine Hakan Taşıyan’ın o kendine has vokalinin duyumsandığı bu toplam en azından diğer çalışmalar kadar gözde değildir. Tabi bu kendi başına bir etken değildir. Albümün görece etki yaratmaması dönemin değişen algısıyla da okunabilir. 2000’lerden sonra arabesk oldukça geri plana itiliş ve önünde daha alternatif müzikler yer almıştır. Bu durum arabeskin öldüğüne işaret etmese de en azından kendi yeraltısına çekildiği söylenebilir. Yani 2000’lerden sonra üretilen arabesk albümleri kitlelere değil de gruplara hitap etmiştir. Hakan Taşıyan’ın bu albümünü aynı minvalde düşünmeli. Daha kendi hayranlarının dinlediği geniş bir kitleye yayılmadığı bu toplam Taşıyan için alternatif bir çıkışın da başlangıcı olmuştur. Nitekim 1 yıl sonra bu çıkış çok net bir şekilde gözlemlenir.
Türkülerle (2004)
Artık arabeskin ivme kaybettiği bu zaman diliminde Hakan Taşıyan da bir türkü albümüyle dinleyicisinin karşısına çıkar. Fakat bu albüm Taşıyan’ın yorumculuğu açısından önemlidir. Bu albümle her ne kadar arabeskten biraz uzaklaşmış olsa da arabeski tamamen terk ettiği söylenemez. Sadece kısa bir mola verip tekrar dönecektir.
Türkülerle albümü ; çoğunlukla Hakan Taşıyan’ın önceki albümlerde yorumladığı Halk Müziği eserlerinden oluşturulmuştur. Söz gelimi daha önce de seslendirdiği Gözünü Toprak Doyursun Geze Geze gibi 9 farklı şarkının yanına tek Bayar bestesinin eklemlenmesiyle oluşturulmuş bir albümdür. İlk kez bu albümde duyulan Bayar bestesi ise Kullar Değişti (Söz : Tahir Paker Müzik : Uğur Bayar) şarkısıdır. ‘’Güçsüz garipleri ezen ezene / Acımadan zulüm eden edene / Ağlamış inlemiş kime ne / Dünya aynı dünya kullar değişti’’ sözleriyle 80’lerin o arabesk söylemini hatırlatan (söylem olarak) Kullar Değişti şarkısı albümün diğer eserleri ile benzer Halk Müziği çizgisinde (müzikal olarak) yer alır.
Mutluluk Yağmuru (2005)
Mutluluk Yağmuru albümü ise ; tekrar ‘sahalara indiği’ toplamdır. Yine Uğur Bayar yönetmenliğinde kendi firmasından çıkan bu albüm Taşıyan’ın gölgede kalmış bir çalışmasıdır. Uğur Bayar’ın titizliğiyle kotarılan albümde Taşıyan’a eşlik eden orkestra ; Yaylılarda Kempa Yaylı Grubu ; Ritimler Mısırlı Ahmet Cengiz Ercümer ; Tef Seyfi Ayta ; Ney Hakan Polat ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Kanun Levent Elmas ; Ud Yıldıran Güz ; Bağlamalar Kemal Alaçayır ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) ; Kavala Uğur Bayar ; Cümbüş İlyas Tetik ; Akustik Gitar Erdinç Şenyaylar ; Bas Gitar İsmail Soyberk ; Piyano Cengiz Özdemir isimlerine teslim edilmiş.
Toplamda 10 şarkının yer aldığı albümdeki eserlerin 6’sı ise Uğur Bayar bestelerinden oluşur. Bunlar ; Mutluluk Yağmuru (Söz : Gönül Şen) İki Gözüm ve Kurtulamazsın (Söz : Yusuf Bulut) Zalim ve Zamanı Geldi (Karar Ver) (Söz : Uğur Bayar) Sen Varsın Ya (Söz : Kerim İpek) şarkılarıyken ; kalan eserler ise Yedi Yıl (Söz – Müzik : Levent Gürsel) Ben Gidiyorum (Söz – Müzik : Münir Sekmeç) Kemancı (Söz : Şakir Askan Müzik : Ömer Abut) son olarak ise Yakup İdim (Söz – Müzik : Anonim) çalışmasıdır.
Albüm müzikal olarak Uğur Bayar’ın olgunluk dönemini en iyi yansıtan çalışmalardan biri olarak dikkat çeker. Bayar’ın bazı şarkıları arabeskin sert kemanlarından çıkarıp daha melankolik sunumlara çektiği albüm Taşıyan’ın ustalaşmaya başladığı vokalinin de eklenmesiyle müptelalar için ‘kıvamı yakalamıştır’ denilebilir. Albüme adını veren Mutluluk Yağmuru şarkısındaki ‘’Bir masal gibi sanki / Bir rüya bu mutluluk / Çok şükür biz sonunda / Mutluluğu bulduk / O kadar mutluyum ki / Bitti artık acılar / Bak şimdi gözlerimde / Mutluluk yağmuru var / Ne olur hiç bitmesin / Sürüp gitsin bu sevda / Birazda bizim için / Dönsün şu yalan dünya’’ dizeleriyle her halinden bir kadının kaleminden düştüğü anlaşılan eserin müptelalar nezdinde karşılığı şüphesiz hüzün ile mutluluğun karmaşası olur. Bir anlamda bu şarkı ile yıllar yılı sürüp giden o acıların mutsuzlukların en azından kısa bir süreliğine de olsa unutulduğu söylenebilir. Bunun dışında albümün en dikkat çeken şarkısı ise Kemancı eseridir. Arabeskte çok sık rastlanmasa da böyle bazı öyküsel şarkı sözleri kullanılmıştır. Kemancı şarkısı da sözleri itibariyle bir öykünün anlatısıdır. (Hakan Gürses’in de Kemancı şarkısı aynı yerde konumlanır.) ‘’Boşalan kadehe hüznümüz dolsun / Geceye hasretin gölgesi vursun / O zalim sevgili nerdeyse duysun / En garip ne varsa çal be kemancı / Hicaz mı hüzzam mı çal ben kemancı’’ sözleriyle müptelalar için ‘boşalan kadehler’ tekrar doldurulur.
Ya Sen Ya Hiç (2006)
Ya Sen Ya Hiç albümü Hakan Taşıyan’ın 1996’dan başlayarak sıraladığı albümlerin sonuncusudur. 10.stüdyo albümü olan bu çalışma bir kez daha Uğur Bayar’ın yönetmenliğinde De-Ka Müzik ortaklığında yayınlanır. Hakan Taşıyan’a eşlik eden orkestra ; Yaylılarda Gündem Yaylı Grubu varken ; Bağlamalar Motor Ali (Yılmaz) ; Akustik Gitar Erdinç Şenyaylar ; Bas Gitar İsmail Soyberk ; Kanun Göksel Kartal ; Akordeon Rıfat Şanlıel ; Piyano Cengiz Özdemir ; Perkisyon Tumba Bongo Serdar Erbaşı ; Darbuka Hollo Cengiz Ercümer ; Tef Zil Seyfi Ayta ; Ney Uğur Bayar Hakan Polat ; Kavala Uğur Bayar ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) isimlerine emanet edilmiş.
Toplamda 10 şarkının yer aldığı albümün oylumlu bölümünü ise yine Uğur Bayar besteleri oluşturur. Bayar’a ait olan bu şarkılar ; Ya Sen Ya Hiç (Söz : Yusuf Bulut) Sana Benziyor (Söz : Hamza Dekeli) Kalemin Kırıldı (Söz : Yunus Taşkın) İçtim (Söz : Cemal Safi) Kulağın Duysun (Söz : Metin Arslan) Yemin Allah (Söz : Kerim İpek) çalışmalarıyken ; albümün diğer eserleri ise ; Çift Camlar (Söz – Müzik : Ali Özveren) Öldürür Beni (Söz – Müzik : Vural Şahin) Kelepçeler Takın (Söz : Yusuf Bulut Müzik : Münir Sekmeç) Giden Benim Babamdı (Söz : Yunus Taşkın Müzik : Kadir Demir) şeklindedir.
Albümün geneli için yine Uğur Bayar ismi ve Hakan Taşıyan vokali ön plana çıkar. Bayar’ın 2000’lerden sonra daha deneysel denilebilecek müzikal çeşitlilikler aradığı albümlerden biridir bu çalışma. Söz gelimi 2000’lerden önce piyano gibi bazı özel enstrümanları neredeyse hiç duymadığımız Bayar bestelerinde Mutluluk Yağmuru albümüyle birlikte iyice duymaya başlarız. Keza eski dönem şarkılarını da tekrar düzenlediğini belirtmeli. Albümde yer alan Sana Benziyor şarkısı 80’li yıllarda ilk olarak Müslüm Gürses tarafından yorumlanmış bir şarkıyken bu albümde yeni bir düzenlemeyle karşımıza çıkar. Öte yandan bir eserle de olsa albüme katkıda bulunan Cemal Safi’nin İçtim şarkısı toplamın en gözde eseridir denilebilir. ‘’Yakılacak yara bu / Yandırır diye içtim / Dudakların şarabı / Andırır diye içtim / Ne hal bildin ne hatır / Yazmadın tek bir satır / Senin gibi aldatır / Kandırır diye içtim / Vurduğun günden beri / Sormadın derbederi / Yaktığın ateşleri / Söndürür diye içtim’’ sözleri arabesk müptelalarının hemen her kadehte anımsadıkları o onulmaz ‘yaranın’ şerhidir.
Gitme Gülüm (2012)
Uzun bir sükutun ardından gelen Gitme Gülüm albümü. Çıktığı dönemin Cover cehenneminde arabesk müptelalarının anında sahiplendiği bir toplamdır bu albüm. Hakan Taşıyan’ın artık iyice profesyonelleştiği bir dönemde yine Uğur Bayar’dan vazgeçmeyerek kendini ona teslim ettiği Gitme Gülüm albümü Çağdaş Müzik etiketiyle yayınlanır. Hakan Taşıyan’a eşlik eden orkestra ; Yaylılar Ensable ; Ritimler Cengiz Ercümer Seyfi Ayta Can Kökrek Kemal Taşpınar ; Kanun Göksel Kartal ; Klarnet Bülent Altınbaş (Kirpi Bülent) Aykut Sütoğlu ; Bağlama Kemal Alaçayır ; Gitarlar Erdinç Şenyaylar ; Ney Kavala Uğur Bayar ; Akordeon Bekir ; Trombet Aykut Sütoğlu isimlerinden oluşur.
Albümde 12 şarkı yer alırken bu eserlerin 2’si hariç hepsinin bestesinde Uğur Bayar imzası yer alır. Bayar’a ait olmayan 2 şarkıdan başlamak gerekirse bunlar ; Nergis (Söz – Müzik : Taner Solak) ve Yürü Kervanlarım (Söz – Müzik : Bayram Şenpınar) şarkılarıdır. Kalan Bayar eserleri ise ; Ahım Sende Kalmayacak İftira Yüzün Gülmesin (Sözler : Uğur Bayar) Seven Unutmaz (Söz : İbrahim Koç) Bu Aşk Bitemez (Söz : Yusuf Bulut) (2 versiyon olarak yer alır albümde ve ikinci versiyon düet çalışmasıdır) Gülüm (Söz : Hıdır Selman Suna) Bestekar (Söz : Rıza Yılmaz – Uğur Bayar) Esirin miyim (Söz : Üzeyir Avşar) Sordun mu (Söz : Yusuf Gürsel) şarkılarıdır.
Uğur Bayar’ın anıt gibi inşa ettiği bu albüm her şeyden önce arabesk (genel olarak Türk Müziği de denilebilir) için oldukça yenilikçi bir toplamdır. Bayar ; arabeskin klasik retoriğinden de faydalanarak albümde yeni bir dil inşa etmeye çalışmıştır. Keza Hakan Taşıyan’da vokaliyle bu dilin en yaratıcı sanatçılarından olmuş. Yani bir anlamda söylem olarak gelenekçi müzikal olarak deneyseldir de denilebilir albümün geneli için. Söz gelimi Ahım Sende Kalmayacak eserinde parantez içinde belirtilen ‘’Bozlak Senfoni’ dipnotu önemlidir. Bayar ; bu şarkıyı Halk Müziğinin prensiplerini de hiçe saymadan Batılı bir anlayışlar bestelemiştir. Bağlamanın ve Yaylıların aynı daire içinde eritildiği bu şarkı şayet başka bir ismin altında yayınlansaydı şu an çok farklı anılabilirdi. Keza benzeri arayışların albümdeki her bir eserde kendini gösterdiği söylenebilir. Bunun dışında Gülüm şarkısı ; Rock motiflerinin kullanıldığı ama bağlamanın da yok sayılmamasıyla öne çıkar.
Son olarak albümün en öyküsel şarkısı ise Bestekar çalışmasıdır. Söylem olarak merkezine bir anlatıyı alan bu şarkı arabeskte eşine az rastlanır cinstendir. ‘’Ben ne bir ölüyüm ne de bir diri / Yaktı yüreğimi zalimin biri / Şiirimde yazdım onun ismini / Bana yaptıklarını anlat bestekar / Benim çektiklerimi anlat bestekar / İbret alsın ondan bütün insanlar / Bu şarkıyı her gün o da dinlesin / Dinledikçe ah çeksin hep için için / Vakit çok geç oldu artık gelmesin / O da benim gibi yansın bestekar’’ sözleriyle Bestekar bir şarkıdan ziyade hissin fotoğrafı çeker .
Sessiz Sedasız (2018)
Hakan Taşıyan ; müzik hayatının ilk 10 yılından sonra devam eden yıllarda çok sık üretim yapmamıştır. 2006 yılından 2018’e kadar sadece 2 albüm yayınlamıştır. Keza bunun birçok farklı sebebi varsa Taşıyan söz konusu arayı ; ‘’Kendimi ruhumu dinledim. Yani yaptığım birtakım doğruları farklılıkları bir arada muhakeme yaptım.’’ (13) sözleriyle anlatırken aslında kendi hayatının iç hesaplaşmasından dolayı müziğe zorunlu bir ara vermiştir denilebilir. Nitekim 2012 yılında çıkardığı albümünün ardından yeni şarkılarla karşımıza çıkması için 6 yıl daha bekleyecektik. Sessiz Sedasız albümü tıpkı adı gibi Taşıyan’ın ruhunu da yansıtırcasına çıkmıştır. Albüm öyle çok büyük yankılar uyandırmasa da Taşıyan’ın kendi hayranlarını oldukça sevindirmiştir. Bir yalnızlığın dışa vurumu olarak da düşünülebilecek olan Sessiz Sedasız çalışması ; oldukça yalın ve sakin bir albümdür. Toplamda 9 şarkının yer aldığı çalışmadaki eserler ; Sessiz Sedasız (Söz : Mehmet Ali Öç Müzik : Taner Solak) Yalnız Adam (Söz :Ali Tekintüre Müzik : Mustafa Yaşamış) Gidecek Yerim Olsaydı (Söz : Vural Şahin Müzik : Tarık Ağansoy) Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme (Söz – Müzik : Anonim) Yürüyorum Sahilde (Söz : Fethi Demir – Mustafa Yaşamış Müzik : Mustafa Yaşamış) Ayrılırsak Üzülürüm (Söz : Yusuf Bulut Müzik : Taner Solak) Aşk Olsun (Söz : Mehmet Ali Öç Müzik : Taner Solak) Senden İbaret (Söz – Müzik : Taner Solak) Geze Geze (Söz – Müzik : Ahmet Demir) şeklinde sıralanabilir. Albüm ; genel olarak adı gibi sessiz sedası sakin bir toplamdır. Taşıyan’ın söz konusu şarkılardaki vokali de oldukça durağan ve şiirseldir. Yani bir olgunluğun hemen her notasından hissedildiği albümde yer alan şarkılar arabeskin o çığırtkanlığından oldukça uzaktadır.
Albümün çıkış şarkısı da olan Sessiz Sedasız arabeskin o şatafatlı yıllarının ardından gelen durağanlık döneminin ilk eserlerinden biri gibidir. Yani artık arabesk üretimi öyle abartılı ve rengarenk yıllarından oldukça uzaklaştığının örtülü kabulüdür bu şarkı. Öte yandan albümün hoş sürprizlerinden biri de ; arabeskin klasik eserlerine imza atmış usta söz yazarlarının karşımıza çıktığı şarkılardır. Söz gelimi daha önce Orhan Gencebay bestesiyle kendi sesinden dinlediğimiz bir Vural Şahin klasiği olan Gidecek Yerim Olsaydı eserinin daha yeni bir besteyle ve şiir formunda karşımıza çıkmasının yanında ; Ali Tekintüre’nin Yalnız Adam Fethi Demir’in de Yürüyorum Sahilde şarkılarıyla albüme dahil olması Sessiz Sedasız toplamının en özel yanıdır.
*****
Hakan Taşıyan müzikal çalışmalarının dışında şöhreti ilk yakaladığı yıllarda bazı dizi ve filmlerde de oynamıştır. 80’li yıllarda oldukça sık film çeviren arabesk yıldızlarının ardından 90’ların sonunda özel TV’lerin de artmasıyla sektör başka bir yere doğru evrilmiştir. Yani eskiden sinema için yapılan üretimler zaman geçtikçe TV için yapılmaya başlanmıştır. Nitekim Hakan Taşıyan’ın da ilk şöhret yıllarının karşılığı olan ve bir anlamda reklam çalışması olarak da düşünülebilecek bazı yapıtlarda oyuncu olarak karşımıza çıkmıştır. Bunlar 1998 yılında Hesabım Bitmedi ve 2001’de Güz Gülleri adıyla hem film hem de dizi olarak yayınlanan ; arabesk filmlerin vazgeçilmez temaları olan aşk işçi sınıfı dolandırıcılık gibi konuların işlendiği yapıtlardır.
Son olarak Hakan Taşıyan albümlerinin dışında ; 2005-2007 yılları arasında yayınlanan Acı Hayat dizisinde Beyaz Gülüm şarkısıyla yer alırken ; öte yandan MS Prodüksiyon çalışması olan ve 23 Nisan 2020 tarihinde yayınlanan Hatıran Yeter şarkısında dinleyicisinin karşısına çıkmış olan Taşıyan ; 07 Mayıs 2020 tarihinde yayınlanan Melike Şahin’in Kilitli Kapılar Açılsın şarkısında kendine yer bulmuştur. Son zamanlarda “Çoklu Organ Yetmezliği” teşhisiyle hastanede tedavi altına alınan Taşıyan umarım tez zamanda aramıza dönerek kaldığı yerden müzik çalışmalarına devam edip kendi müptelalarını o ölüm kuyusunun içine hapsetmez.
1-İbo Show 22. Bölüm 1998 Erişim ; 2020
2-Yaseminin Penceresi BRT TV Erişim ; 2020
(Bu program tam emin olmamakla birlikte 2000 yılına ait olabilir.)
3-Beşiktaş İnönü Stadı Konseri
(Televole Kanal D 1998 Erişim ; 2020)
(Sahne alan sanatçılar arasında ; Müslüm Gürses ve Hakan Taşıyan’ın dışında Azer Bülbül Zara Ferdi Tayfur ve İbrahim Erkal gibi isimlerde vardır. )
4-Ali Sami Yen Stadındaki bir konser olabilir. 1998 yılına ait olan bu konser Hakan Taşıyan’ın kendi şöhretini iyice arttırmaya başladığı ilk dönemdir.
(Televole 1998 Erişim ; 2020)
5-Aslı Şafak ile İşin Aslı Blomberg HT 2020 Erişim ; 2020
6-Aslı Şafak ile İşin Aslı Blomberg HT 2020 Erişim ; 2020
7-Gece Hattı Şebnem Kısaparmak Flash TV Erişim ; 2020
8-Söylemezsem Olmaz Beyaz TV Erişim ; 2020
9-Aslı Şafak ile İşin Aslı Blomberg HT 2020 Erişim ; 2020
10-Hakan Taşıyan Seda Sayan’la adlı programda (Show TV Erişim ; 2020) 9 kardeş olduğunu söylüyor ama Muhammed Berdibek Belki de Dilimden Bu Şarkı Düşmez kitabında 14 kardeş olduklarını yazar. (Profil Yayınları 1.Baskı Nisan 2017 Sayfa ; 260)
11-Aslı Şafak ile İşin Aslı Blomberg HT 2020 Erişim ; 2020
12-Mesut Yar ile Burada Laf Çok 360 TV 2018 Erişim ; 2020
13-Aslı Şafak ile İşin Aslı Blomberg HT 2020 Erişim ; 2020
Serdar Aydın
İZDİHAM