Sholom Aleichem, Hodel
” Fakat soruyorum size bu benim tabiatım ise ne yapabilirim ki? Bildiğiniz gibi ben itimat edilen bir adamım ve tanrıdan yana hiç şüphem olmadı. O neyi takdir etmişse hayırlıdır. Ama eğer şükretmiyor iseniz bunu size bir hayrı olacak mıdır sanki?…”
” Bunu söylediğimde çok sinirlenir ve bana bütün kötülüklerin altında paranın yattığını anlatmaya alışırdı. Para bütün yanlışlıkların kaynağıdır ve para bir kıymet ifade ettiği sürece bu dünyada adaletten söz edilemezdi. Ve bana hiçbir anlam veremediğim binlerce örnek sıralayıp açıklamalar yapmaya çalışırdı.”
” Boynuna kapanıp gitmemesi için yalvarmalı mıyım?Hiçbir işe yaramayacağını biliyorum. Benim kızlarım bunlar; aşka düşünce, kafaları, kalpleri, bedenleri ve ruhlarıyla düşerler…”
” ‘Hoşçakal! Yalnızca Tanrı biliyor ne zaman görüşeceğimizi.’ İşte bu kadarı çok fazlaydı benim için. Bu Hodel’in henüz bebek olduğu zamanları hatırladım ve onu kucağımda taşıdığımı… Afedersiniz Bay Sholom Aleichem, böyle yaşlı bir kadın gibi davrandığım için bağışlayın beni. Eğer sadece onun nasıl bir kız olduğunu bilebilseydiniz. Eğer yazdığı mektupları görebilseydiniz. Ah. Ne müthiş bir kızdır benim Hodel’im… Şimdi biraz da neşeli şeylerden bahsedelim. Söylesenize Odessa’daki kolera ne durumda, haber var mı?”
” Anlattıkları bana hiç bir şey ifade etmedi ‘ Yani dünyayı kendine dert ediniyor’ dedim ona, ‘Peki dünya niçin onu birazcık olsun dert edinmiyor?’ Gene de ona, Büyük İskenderimize saygılarımı ilet ve kızıma iyi davranmak konusunda şerefli bir adam gibi olacağına -şerefli bir adamdır o, öyle değil mi?- inandığımı söyle. Ve bazen yaşlı babana yazmayı unutma.”
” Ne diyebilirdim ki ona? Birçok baba böyle bir konuşma için çocuklarını azarlar, cezalandırır hatta belki döverdi bile. Fakat Tevye aptal değildir…”
” Onunla yarı eğlenen, yarı kızgın bir eda ile konuştum ama yüreğimde hep bir sızı vardı. Ama Tevye zayıf birisi değildir; kendimi kontrol ettim. Hodel gururluluğunu asla bırakmıyor, her sözüme düşüncelice ve alçak sesli bir yanıt veriyor. Tevye’nin kızları konuşmasını iyi bilirler…”
” Birisi ona oradan, ondan bir mektup getirmiş galiba. Ne yazmış olduğunu bilmek istedim ama bunu sormayacaktım. O konuşmak istemiyorsa ben de istemiyordum. Tevye meraklı bir kocakarı değil ki bekleyemesin…”
” Bana cevap vermiyordu. Söylemek istemiyorsa söylemek zorunda değil diye düşünüyordum kendi kendime. Bu, onun baş ağrısıydı benim değil. Fakat kalbim onun için sızlıyordu. Ne de olsa ben hala onun babasıyım, o da benim kızım…”
” Bunları söylerken bir yandan da bu çocuğa ısındığımı hissettim. Nasıl olduğunu bilmiyorum? Belki de bu, benim birisiyle konuşan, yapılan nazireleri ve felsefi bir argümanı anlayabilen insanları seviyor oluşumdan veya şundan veya bundan ya da başka bir nedenden dolayı olabilirdi. Böyle bir insanım ben…”
Sholom Aleichem, HodelİZDİHAM