Ebru sanatı canımızı sıkıyor. Şimdi başlamadı bu can sıkma; yıllardır sıkıyor.
Mıymıntı, sevimsiz, beyhude bir uğraş ebru.
Belediyelerin bir şey bulamayınca açtıkları lüzumu tartışılmayan kurslarından. Çünkü gereksiz.
Ne o öyle hem. Bir tas suyun içinde garip bir su, bulanık, busbulanık bir su. Sonra bir parşömeni alıyorsun eline, tavaya koyuyorsun. Tava dediysek anlayın işte.
Sonra çeşit çeşit fırçalar. Fırçanın olduğu yerden uzak durmak gerek.
Ebru kurslarına genelde hanımlar katılıyor. Bir zamanlar ağaç boyama vardı. Ne kadar canı sıkılan hanım varsa oraya alıştırmışlardı. Birkaç sene sonra onlar da baktılar ki bu ağaç boyamadan bir şey çıkmaz, zor kurtardılar kendilerini.
Ebru biraz uzun sürüyor. Her nesil sanıyor ki ebruda bir enteresanlık var. Yok halbuki yok.
İnanın yok, gerçekten yok. Ebru kötü bir sanat dalıdır. Sanat dalı bile değildir.
Lalelerden eğer uzak duruyorsak bunda kesinlikle ebrunun suçu var.
O ebru ki, aklımıza gelince soğann doğrarken elimizi yanlışlıkla kesesimiz geliyor.
SKL Hareketi
Ya bizim efkarımız ne olacak?
İZDİHAM