Site icon İzdiham Dergi

SKL Hareketi Senaryo, Hepimiz En Az Bir Kez Öleceğiz

Senaryonun Adı: Hepimiz En Az Bir Kez Öleceğiz

Senaryo Yapım: SKL Hareketi

Senaryoda Rol Alanlar: Adem Yılmaz, Berkan Ürgen, Ahmet Can, Ali Senkoş, Yasin Kara, Kaan Burak Şen, Murat Güven, Güven Adıgüzel, Özer Turan, İsmail Demirci, İsmail Keskin, Tarık Taş, Beyazıt Bestami, Hakan Göksel, Salih Ülgen, Serkan İçen, Sancar Dalman, Rıdvan Ünal, İslam Arslan, Ali Ayçil, Gültekin Kabakçı, Ali Görkem Userin, Tarık Tufan, Selahattin Yusuf, İsmail Kılıçarslan, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar, Gökdemir İhsan, Bünyamin Yılmaz,  Yavuz Türk, Bilal Can, Enis Dursun, Ersin Gündoğdu ve kız yok.

Senaryoda Kim Kimdir? Herkes bazen kendisidir.

Senaryoda Görev Dağılım

Proje fikir sahipleri ve oyuncu:  Adem Yılmaz ve Bülent Parlak

Kadın çorabı temin eden adam: Berkan Ürgen

Soygun Ekibi: Ali Senkoş, Ahmet Can, Yasin Kara, Kaan Burak Şen, Güven Adıgüzel, Özer Turan, İsmail Demirci, Tarık Taş, Beyazıt Bestami, Serkan İçen

Soygunu Duyduğu Halde Korkup Katılmayan Ama Pişman Olup Uyuyamayan: Hakan Göksel

Elektrikçi: Murat Güven

Aynı rüyayı iki kişi görmüşse olayı gerçekleştirmemek yaşamaya ve suya ihanettir. İki ayrı semtte iki ayrı rüyayla uyanan çoktur ama aynı rüyayı iki ayrı semtte görmek pek ihtimal dahilinde değildir. Adem Yılmaz ile Bülent Parlak işte bu ihtimal dahiline girmeyen olayı gerçekleştirirler. Saatli Maarif Takvimi 26 Ağustos 2017 tarihini göstermektedir. O gün sabah erken başlamaktadır. Her 28 yılda bir 26 Ağustosta sabahları bir saat erken başlamaktadır zaten. 0 505 405 09 17 no’lu telefon hattı ile Avea görünümlü ama Vodafone kayıtlı şöylesine bir müşteri olan Adem Yılmaz, rüyasında bir bankayı soyduklarını ve paraları İstanbul Sultanbeyli semalarında helikopterle saçtıklarını Bülent Parlak’ıarayarak anlatır. Bülent Parlak, duydukları karşısında şoke olarak aynı rüyayı (annesi ürya derdi) kendisinin de gördüğünü dile getirir. Ve Çamlıca’da bulunan Gülistan Cafe’debuluşmaya karar verirler. Ve saat 10.12’de buluşurlar. İkisi de şaşkındır. Çünkü böyle bir sevmek görülmemiştir. Adem Yılmaz hesabı ödememek için siparişlerin Bülent Parlak tarafından verilmesini beklerlerken yanlarına AK Parti sevdalısı İsmail Keskingelir ve oturur. Siparişleri İsmail Keskin verir. Eskiden zengin olduğu için bunu bir alışkanlık haline getirmiştir. İkisinin de şaşkınlığını farkeden Keskin bu durumun sebebini sorduğunda aldığı cevap karşısında birşeyler söyleyecekken dört masa ötede AK Parti ile ilgili birşeyler konuşulduğunu duyunca söylemeden kalkar ve dört masa ötedeki yere siyaset konuşmaya gider.

Adem ve Bülent rüyalarının boşa çıkmaması gerektiğini, bankayı soyup paraları dağıtmaları için yapacaklarını planlamaya başlarlar.

1. Banka belirlenir.

2. Arkadaşlara mesaj atılarak toplanmaları gerektiği hatırlatılır.

3.  Helikopter kiralamak için firmalar belirlenir.

4. Kaçırılacak arabaların benzin deposuna dikkat edilmesinin altı çizilir.

5. Yok gibi sanki.

Akşam: Ali Senkoş, Berkan Ürgen, Adem Yılmaz, Ahmet Can, Yasin Kara, Kaan Burak Şen, Güven Adıgüzel, Özer Turan, İsmail Demirci, Tarık Taş, Bülent Parlak, Beyazıt Bestami, Serkan İçen, Hakan Göksel ve elektrikçi Murat Güven toplanırlar.

Toplanılan Yer:  Fethipaşa Korusu, No: 47, Üsküdar İstanbul; sıkıldıktan sonra Beltur Tesisleri, Maksim Gazinosu Arkası, Caddebostan, Kadıköy, İstanbul

Konuşmanın Genel Seyri: Adem ve Bülent gördükleri rüyayı anlatmaya başlar. Kapitalizmin insanları sömüren birinci basamağında duran bankalardan birinin soyulması ve helikopterle halka dağıtılmasının yapılacak en güzel eylem olduğu anlatılır. Herkese neler yapmak istediği sorulur. Hayatımız boyunca bir kez ölme hakkımız olduğu hatırlatılarak tek tek neden ölmek istersiniz diye sorulur: Berkan askere gideceğini bu yüzden ölmek istemediğini dillendirince herkes üzülür. Diğerleri ise ölümü beceremedikleri için öldürülmenin iyi bir yol olduğunu açıklar. Berkan’a soygun esnasında kullanılacak kadın çorabı temin edilmesi söylenir. Ahmet Can ve Hakan Göksel eyleme katılmayacaklarını dile getirir. İkisi de masayı terkeder ve evlerine döner.

Önce Altunizade’de soyulacak banka belirlenerek herkesin fikri alınır. Oybirliğiyle şiir ödülü almış gibi sevinir herkes. Helikopter kiralama için 4.500 dolar gerekmektedir. İsmail Demirci parayı kendisinin verebileceğini söyler. Çalınması gereken otomobil işine Ali Senkoş, Serkan İçen talip olur. Kaan Burak Şen ise eylem esnasında dışardan fotoğraf çekerek eylem sonrasında basına dağıtmasını dillendirir. Kabul edilir. Biraz çıkar kokan bu hareket çok tajiktir aslında.

Millet Parkı’nın hemen 50 metre ilerisinde helikopter pisti olması bankanın Altunizade’de tercih edilmesine neden olur. Elektrikçi Murat’a ilçenin elektriklerini kesip kesemeyeceği sorulur ve Murat Güven gülümseme ile ağlama arasındaki bir tavırla kolaylıkla bunu yapabileceğini, hatta bankanın jeneratör kablolarını da kesmesi gerektiğini belirtir.

Helikopter sırayla kullanılacaktır. Soygunda kullanılacak arabayı ise İsmail Demircisürecektir. Eylem tarihi de belirlenmiştir. 29 Ağustos 2012 sabah 04.55… Yasin Kara ise paranın bir bölümünü Boğaz Köprüsü’nden aşağı saçacak olan kişidir.

Herşey istendiği gibi gider. O gece hiç kimse eve gitmez ve olay saatini beklemektedirler. Ali Senkoş ile Serkan İçen full benzini olan iki arabayı İSPARK’tan getirerek arabayı İsmail Demirci’ye teslim ederler. İki arabayı aynı anda kullanamayacağını belirtince Ali Senkoş ben de Yasin ile köprüde para saçayım der ve arabanın ötekini kendisi alır. Helikopter ise piste teslim edilmiştir. Teslim alan Güven Adıgüzel’dir.

Saatler 04.45’i gösterirken elektrikçi Murat trafonun tellerini keser. Hızlı adımlarla koşarak jeneratörün kablolarını ikiye ayırır. Berkan soygun esnasında kullanılacak kadın çoraplarını teslim eder ve Cafe Bi Melek’e taksiyle döner. İsmail Demirci, Ali Senkoş ve Yasin Kara iki ayrı arabada beklemeye başlarlar. Bankada güvenlik görevlileri elektriklerin gitmesi nedeniyle tedirgin bir şekilde kapıda beklemektedirler. Kapıya önce Bülent Parlak yaklaşır. Sigara ister ve güvenlik görevlisi kapıyı açar. Açmaz içeri Adem Yılmaz, Özer Turan, Tarık Taş, Serkan İçen ve Beyazıt Bestami girer. İki güvenlik görevlisini de etkili hale getirirler. Çünkü uykuları gelmiştir. Yavaş adımlarla kasanın olduğu yere doğru ilerlerler hep birlikte. Bir yandan da SKL Marşı’nı söylerler.Paraların olduğu kasalar ağzına kadar doludur ve orada da iki güvenlik görevlisi vardır. Ekibi görünce silahlarına davranırlar. Tam o esnada Beyazıt öne çıkar,yapmak istediklerini anlatır ve şu hadisi okur:

“Sizin en hayırlınız insanlığa en faydalı olanınızdır.”
Duyduklarından ve hadisi şeriften etkilenen iki güvenlik görevlisi ekibe katılır ve paralar çuvallara doldurulur. Cebinde fazla kadın çorabı olan Tarık Taş, güvenlik görevlilerine Berkan’dan fazla çorap aldığını ve onların da takması gerektiğini söyler. İtiraz etmeden görevliler kafalarına geçirirler. Paralar çuvallara doldurulur. Hızla dışarı çıkılır. Paranın büyük kısmı Demirci arabasına, kalanı Senkoş arabasına doldurulur. Herkes yoluna… Kaan fotoğraflama işini bitirmiştir.

Helikopterin olduğu yere hızla gidilir. Güven zaten hazır beklemektedir. Ömründe hiç helikopter görmemiş olan Serkan “Abi ben de kullanayım mı?” diye sorar ve kullanmaya başlar. Helikopterin arkasında birinin sesi gelmektedir. Bir de ne görsünler Ahmet Can… Herkes Ahmet’e “hoşgeldin.” der. Diğer yandan Senkoş ve Yasin Kara Boğaz Köprüsü’ne doğru yol alırlar. Ama polisler artık eylemcilerin peşindelerdir. Helikopter hızla Sultanbeyli semalarına yol alır. Sabahın erken saatlerinde işine giden halkı bir sürpriz beklemektedir. Az sonra…

Yasin ile Ali Boğaz Köprüsü’nün tam ortasında arabayı durdurarak köprüden paraları saçmaya başlarlar. Köprüden geçen arabalar şaşkınlıkla onları izlerken polis yaklaşmaktadır.

İkisi de “teslim ol” çağrılarına olumsuz cevap verince polis kurşunları maalesef. İkisi de oracıkta…

Helikopterden paralar, bildiriler işliğinde aşağı saçılmaktadır. Bildiride şöyle yazmaktadır: Sen Varken Kapitalizm Neyin Nesidir Bilmiyorum! Halk şaşkın şekilde başlarına yağan paraları toplar ve büyük çığlıklar atarak evlerine dönerler. Evlerin ışıkları yanmaya başlar. İnsanlar sokağa pijama veya eşofmanlarıyla dışarı fırlar. O esnada kalkan iki F-16helikpoterin çevresinde uçmaya başlar. Helikopterdekilerin pes etmeye niyetleri zaten yoktu ki. Para biter ama hala uçuş devam eder. F-16’lar helikopteri düşürürler. Bülent Parlak, Adem Yılmaz, Ahmet Can, Güven Adıgüzel, Özer Turan, İsmail Demirci, Tarık Taş, Serkan İçen ve Beyazıt Bestami... Sağ kurtulan olmamıştır.

Sonra

Arkamızdan İyi Konuşanlar: Salih Ülgen ve İslam Arslan, Rıdvan Ünal

Gerçek Hayat Dergisi’nde Hakkımızda Yazı Yazan: Ali Ayçil

Televizyonda Bizden Bahsedenler: Tarık Tufan, Selahattin Yusuf, İsmail Kılıçarslan, Gökdemir İhsan,

En Az Üç İnternet Sitesinde Haberimizi Yapan: Bilal Can

Olay Hakkında Radyoda Konuşan: Enis Dursun

Susanlar ve Rolü Olmayanlar: Gültekin Kabakçı, Ali Görkem Userin, Sancar Dalman

Kendi Aralarında Konuşup Üzülenler: Mustafa Akar ve Furkan Çalışkan

Yeni Şafak Gazetesi’nde Bizden Bahseden: Bünyamin Yılmaz

Twitter’da Hakkımızda Twit Atan: Cihat Duman ve Yavuz Türk

Olayı Karikatürize Eden: Ersin Gündoğdu

Ti ile başlayan maş ile biten bir yayınevi yayın toplantısı: Çok satarsa kitaplarını yazdıralım birine.

Ertesi Gün Gazetelerde Manşet:

Herkesin bir kez ölme hakkı vardı. Onlar bu şekilde kullandılar.

Not: Artık hiçbir ölüm 2 günden fazla hatırlanmıyor. Üçüncü gün unutuldular. 

SKL Hareketi

Ya Bizim Efkarımız Ne Olacak?

Exit mobile version