İzdiham Dergi

Son Zamanların Dikkat Çeken İsmi Sanatçı Melik Evren ile Keyifli Bir Röportaj

Müziğe olan ilgin nasıl başladı? Ben bu yolda ilerlemeliyim düşüncesine seni iten temel sebepler neler?  

Melik Evren: Çocukluk yıllarımdan beri potansiyelini gördüğüm her yer hayalimde bir sahneye dönüşürdü. Evde, okulda, çalıştığım zamanlarda hatta bazen mahalle düğünlerinde bile şarkı söylemek için sabırsızlıkla beklerdim. Müzikle yaşarken hissettiğim özgürlük ve huzuru sanki başka hiçbir şeyde bulamayacakmışım gibi gelirdi. İyi bir gün geçirdiğimde veya zor zamanlar yaşadığımda her zaman iyi bir dost ve saklanabileceğim harika bir sığınak oldu. 

Müzik ile hissettiklerimi paylaşmak, dinleyenlerin ruhlarına dokunabilmek ve bunun yansımasını görmek benim en güçlü motivasyonum.

Yabancı şarkıları Türkçeye çevirip her iki dilde seslendirmek fikri ilk başta nasıl ortaya çıktı? Bu çalışmaların geniş bir kitleye ulaşacağını ön görmüş müydün? 

Melik Evren: Aslında süreç bizi bu noktaya getirdi. 2019’dan bu yana ben ve ekibim yazmış olduğum şarkıları yayınlamaya başladık ancak müzik üreten hemen hemen herkesin bildiği gibi bu şarkıların insanlara ulaşması için sadece yayınlamak yetmiyor. Üretim kısmında mutfağımızda ihtiyacımız olan herşeyi bulsak da servis etmeye yeterli reklam gücümüz olmadığı için “Fikir Dünyası” ismini verdiğim bir whatsapp grubunda bu konuda ne yapalımı konuşuyor ve fikirlerimizi paylaşıyoruz. 

Yabancı şarkıları Türkçeye uyarlama fikrinin oluşum süreci de şöyle başladı; Prodüktörüm Bilal, Fransız sanatçı Indila’nın Dernière Danse şarkısının Türkçe bir versiyonunu yapmayı önerdi. Daha önce Fransızca bir şarkı söylememiştim ama şarkıyı özümsedikçe ben de çok sevdim; söylerken de gerçekten keyif aldım. Şarkının çok sevildiğini biliyorduk fakat bir hafta gibi kısa bir sürede milyonlara ulaşacağını tahmin etmemiştik. Görüntü yönetmenim Sırrı (aynı zamanda çok iyi bir söz yazarıdır) Türkçe sözlerini yazdı ve “iki tane aynı kadrajda sen olsun” , “üst kısımda bayrakları gösterelim” derken çalışmamız son haline ulaştı.

Biz senin kendini her tarzda çok iyi ortaya koyduğunu düşünüyoruz ama sen kendi tarzını nasıl tanımlıyorsun?  

Melik Evren: Kendimi özgür bir müzisyen olarak tanımlıyorum.  Duygularımı en sade haliyle aktarabilmeye çalışıyorum. Kendi hikayelerimden, çevremde gördüğüm insanlardan, okuduğum kitaplardan, yaşadığım coğrafyadan ilham alıyorum. Müzik türleri arasında da sabit bir türde yoğunlaşmıyorum. Kimi zaman Türk Sanat Müziği ve Halk Müziğimizde kullanılan enstrümanlar ile kimi zaman ses sentezliyicileriyle  ve dijital dünyanın sesleriyle, kimi zaman da rock müziğin başrolleri olan elektro gitar, bas gitar ve bateri ile cümlelerimi müziğe aktarıyorum.   

Müzik kariyerinde bir kırılma yaşadığına şahit olduğumuzu düşünüyoruz. Bundan sonra bu alanda yapmak istediğin çalışmalar neler?  

Melik Evren:  Önümüzdeki dönemde müzik alanında kendi tarzımı daha da derinleştirmek istiyorum. Kendi kültürümden ve yaşadığım bölgenin melodilerinden esinlenirken severek dinleyicisi olduğum farklı müzik türlerini de müziğime katmak amacındayım. Müzik, hayat boyunca bitmeyecek bir yolculuk benim için, bu yüzden kendimi geliştirerek ve yeni şeyler öğrenerek bu yolculuğu sürdürmek istiyorum.

Müzik yapım/ İçerik üretim süreciniz nasıl ilerliyor? Bize biraz işin mutfağından ve ekip arkadaşlarından bahsetmek ister misin?

Melik Evren: Araştırmayı ve öğrenmeyi çok sevdiğim için bir şeyler öğrenmenin bana verdiği heyecanı, ilham aldığım fikirleri not alarak ya da melodileri mırıldanarak taslaklar oluşturuyorum. Sonrasında bu taslakları bir düzene oturtmak ve detaylandırmak için ekip arkadaşlarımla bir araya geliyoruz. Ekip arkadaşlarım aynı zamanda en yakın arkadaşlarım. Ses kayıt ve prodüksiyon kısmında Bilal Tanrıtanır ile çalışıyorum, gerçekten bu konuda işinin ehli biri. Video çekim ve montaj aşamasında ise Sırrı devreye giriyor; onun yaratıcı bakış açısı projeleri daha etkileyici bir hale getiriyor. Böyle bir ekiple çalışmak da sürecin keyfini artırıyor.

Senin ilerleyişine baktığımıza özgün olmanın müzik piyasasında bir farkı ortaya koymanın önemli bir unsuru olduğunu görüyorum. Bu özgünlüğün ilham aldığı ya da beslendiği yer neresi? 

Melik Evren: Kesinlikle, müzikte özgünlük benim için en önemli unsurlardan biri. İlham kaynağım çoğunlukla kendi hayatım, çevremdeki insanlar yaşadığım coğrafyanın müzikleri, halk ezgileri ve geleneksel hikayeler, şarkılarıma doğal bir şekilde yansıyor. Bunun dışında günlük hayatın içindeki sıradan detaylar bile bir melodiye ya da bir şarkı sözüne dönüşebiliyor. Belli bir tarza bağlı kalmadan farklılıklardan besleniyorum. Yerel dokuyu modern seslerle harmanlamak, beni hem klasik hem de güncel bir noktada buluşturuyor. Bu süreçte okuduğum kitaplar, izlediğim filmler ya da sokakta karşılaştığım bir insanın hikayesi bile şarkılarıma konu olabilir.

  Son olarak, bugün dünyanın son günü ve elinde tüm dünyanın işitebileceği bir hoparlör var. Hangi şarkıyı dinletirdin insanlığa?
Melik Evren:   Bu benim için gerçekten zor bir soru oldu. Hemen hemen her müzik tarzını dinleyen biri olduğum için sanırım bu soruya net bir cevabım  hiç bir zaman olmayacak ama yine de soruyu cevaplamak adına “Erkan Oğur- Bir Sevda” diyebilirim.

Röportaj: Huriye Öykü Civan

Exit mobile version