“hayır, şan almış hiç kimse unutulmayacaktı yeryüzünde. ama herkes kendi yolunca ve sevdiğinin büyüklüğünce büyüktü. kendini seven, kendi kendine büyüktü. diğerlerini seven fedakar bağlılığıyla büyüktü. oysa tanrıyı seven herkesten büyüktü. hepsi anımsanacaktı; ama herkes bekleyişi kadar büyüktü. biri olabilecek olanı beklediği için, diğeri daimi olanı beklediği için büyüktü. oysa imkansızı bekleyen herkesten büyüktü. hepsi anımsanacaktı, ama herkes mücadele ettiği şeyin büyüklüğü kadar büyüktü. dünyayla mücadele eden dünyayı alt ettiği için, kendisiyle mücadele eden kendini alt ettiği için büyüktü. oysa tanrıyla mücadele eden herkesten büyüktü. dünyada mücadele vardı; insana karşı insan, bine karşı bir; oysa tanrıyla mücadele eden herkesten büyüktü. yeryüzünde mücadele vardı: kendi gücüyle her şeyi alt eden biri vardı ve kendi güçsüzlüğüyle tanrı’yı alt eden biri vardı. kendine güvenen ve her şeyi kazanan biri vardı; gücünün güvencesinde her şeyini feda edebilen biri vardı. oysa tanrı’ya inanan herkesten büyüktü. biri vardı, kudreti nedeniyle büyüktü; biri bilgeliği nedeniyle, biri umudu ve biri sevgisi nedeniyle büyüktü. oysa ibrahim, hepsinden büyüktü. kudreti nedeniyle büyüktü; kudretinin kaynağı güçsüzlüğüydü. bilgeliği nedeniyle büyüktü; bilgeliğinin sırrı akılsızlığıydı. umudu nedeniyle büyüktü; umudunun biçimi delilikti. sevgisi nedeniyle büyüktü; sevgisi kendine nefretiydi.”
Soren Kierkegaard
İZDİHAM