“Vasiyetimdir:
En güçlülerinden seçilsin
Beni taşıyacak olanlar.
Ahtım olsun,
Yükleri ağırlaşsın diye iyice,
Tabutumun içinde tepineceğim.”
Didem Madak
Çocuğun uykusu ağır
düşleri ıslak saçlarından azade yoksul
çiçekleri ürküttü bitirdiği hayatı
avucu her şey kadar küçük taşralı
ve çizilmiş hiçbir yalnızlık ojeli tırnaklarına.
durup doğrulduğu iri bir sözcük
şiire karışır kaybolmayı istediği zaman.
Demdir, didemdir ruhu ufukta silikleşir yokluğa
Şiiri müşküle düşüren gidişidir böylece
evler ayrışır şehrin 45lik hüzünlerinden
bu bir başkalaşımdır tekerleğin icadına rastlar ayrılık
ölürsün yahut terk edersin dünyayı
demdir, didemdir ve birdir ölmek ile terk etmek
dünyayı.
Kırmızı bir bonbon şekeri
olsam erirdim ardından ki hint kumaşıydım uzunca zaman
buldular yokluğumu yarım metre bölü saat önce
yaşarken dünya çıplaktı
öldüm, heyhat elbisem dünyada kaldı.
Kendine aşina ölmüşlerin hayrına bir ah
Çektim kuruyup döküledurdu yaprağım.
O arap şairi aradık, acımız azalsın diye
Fötr şapkalı amcaların ağzını bıçak açmadı
Görenler bir vasıta ile kaçmaya azmettiler kaderlerinden
Şiiri müşküle düşüren gidişini böylece.
Sor ki daha yazacak mıyım?
Hayır henüz şair değilim, sen
Şiirsin düellosuna tutuştuğum
Görüyorsun sen hayata ben sana
Çok sahifelik meydanlar okuyorum
Didem,
İç sesin şöyle derdi:
Ahlar ağacın ömrünün son baharındadır
Demdir, didemdir her mevsim bahara varmaz.
Turgay Demir
İZDİHAM