Halbuki birçok şey söylenebilirdi. Yadsınırdı örneğin. Ben vurmadım denirdi. Yalvarırdı, kaçardı hiç değilse insan. Türkü bile çağırabilirdi. Herif sokağın ortasında yatıyordu. Kan içimde yatıyordu. Tıpkı ölmüş gibi. Belki de ölmüştü. Öldüyse eğer, sinemalara gidemeyecekti. Sıkıldı mı oturup ağlayamayacaktı. Saçları kandan yapış yapıştı. Hem geceydi hem karanlıktı. Bir direkte bir lamba yanıyordu. Bildiğimiz lambalardan. Bir de bulut. Hâlbuki birçok şey söylenebilirdi. Polis dirseğimi sıktı. Ama hiç acımadı. Artık rahattım. Ayaklarım yerdeydi. Elle tutulurdu yaşadığım. Bir korkuyordum, bir korkuyordum. Titremek geliyordu içimden. Üstelik korkmaktan hoşlanıyordum. Bir şeyler özlüyordum korktuğum zaman. Muz gibi, tüylü tüylü şeftali gibi, sıcacık kadın gibi. Ama değildi, bunlar değildi. Neydi bilmiyorum. En iyisi bir duvara yaslanıp sigara içmekti. Polis dirseğimi sıktı. Birçok şey söylenebilirdi. Denilebilirdi ki, herifin parası vardı benim yoktu, karıma sulanıyordu namussuz, anama avradıma sövdü durup dururken, senin geçmişini… dedi. Ama ben tutum ne dedim oysa.
İnce Zincir
Herif düpedüz beni aldattı
Beni mi ya hepimizi
Ense tıraşı uzamıştı inandım
Günlerden cumartesiydi iyi buldum
Bir ben yoktum başka her şey vardı.
Dedim ki kendime hatırlar arada bir
Bir selam versem bütün ışıkları yanar gözbebeklerinin
Kopmuş gemilerin birer birer rıhtıma bağlar
Merhaba dedim yüzüme baktı
Çektim herifi vurdum.
Halbuki sarhoş olmasaydım vurmazdım
Adamakıllı ağlasaydım yahut
Mavi tulumbalar gibi
Bir ışık boydan boya yolu donattı
Ortada ben yoktum şaşırdım
Paltosu eskiydi sevindim
Merhaba dedim yüzüme baktı
Cebinde gazeteleri vardı.
Çektim herifi bir daha vurdum.
Adamın kanı aktı şaşırdım
Dünya öyle güzel ki
Sevişmek var ölmek var
İç çekmeleri var şaraplarla
Bir kadının oh demesi var içinden
Koptuğu yerden başlamak
Yaşamak için her şey
Merhaba dedim yüzüme baktı
Çektim herifi vurdum.
Aslında bir ben vardım sokakta birde polis. Beni yeni olmuştum. Önce yoktum elbet. Bir de sokak lambası ile o bulut. Bir de vurduğum o adam vardı. Tamam birde ağustos gecesi. Elbette geceydi ne sandınız. Gündüz adam vurmak için sebep yok zaten. Polis benim savunmamı yeter buldu belki. Ama ille tanık gerekiyordu. Öyle dedi polis. Tanık olmadan olmaz dedi. Doğruydu ya. Tanık olmadan olmaz, tanık olmadan kimse ne yaşar ne ölebilir, ne sarhoş olabilir, ne aşık olabilir, ne yankesici olabilir. Bakındım. Sokak lambasını gördüm, gösterdim, bulutu gördüm gösterdim. Hem başka kimseciklere inanamazdım. Zaten kimse de yoktu. O sokak lambasının dedikleri bir bir hatırımda. Işığı da. Gidip bir gün hatırını soracağım.
Turgut Uyar
İZDİHAM