Ufuk Akbal, Bebek Ekonomisine Geçiş
ultrasonda kızımı görüyorum, poz veriyor
benim artık bir kızım var, dank
aslında ters çevir dünyayı
benim artık kızım da var
dank..
aslında düz çevir dünyayı
benim de artık bir kızım var
dank.
onun için
dışarlara avlanmaya çıkıyorum
ve birkaç saatliğine de olsa, dünyaya hiç borçlu değilim
kalbimin üzerine kapanıyorum
kalbimin üzerine kapanarak uyuyorum
kalbin üzerine yatarak uyumak iyi değil, diyor biri
biri kan pompalamasına yardım eder,
bir başkası sıkı canın çıkmayacağını ilave ediyor
kızımı ultrasonda görüyorum
“büyük soğudumlar ülkesi”nde
ultrasondan bir kız selam veriyor
pek de muntazam bir selam sayılamaz ama
ellerini gözlerine kapamış
açma ışığı der gibi
açma ışığı,
ışık, o çiğ ışık
baharın yumuşak ışığı değil.
bahar geliyor,
avlanmaya çıkıyorum,
bu gece eve sırtımda kanlı bir geyik ile döneceğim
ve birkaç saatliğine de olsa,
dünyaya hiç borçlu değilim.
ama sorarsan
son tahlilde; dünyaya borçlu öleceğim-
gündüzleri uykumu tadilat uğultusu bölecek
genzi yakan parke tozu – ağaç kokusu
silikon, derz, astar, şeker pembesi oda tasarımı
aranmış bulunmuş en uygun duvar kağıdı
kızıma merhaba, merhaba kızıma
gidip gelirken, sık sık önüme çıkan kuzgun acar
sana da merhaba.
nüksedecek zihnimde uykuyu bölen mızrağın ağrısı
kendimi sokaklara atacağım
baharın önce sitelerin bahçelerine inişi
o ilk sarı-yeşil renk tayfı
çimler biçilmiş; ertuğrul emin gelmiş
balkona masa atılmış, niğde gazozu açılmış
güneş batarken, gazozlar yarılanmış
yaz bitiyormuş,
bebek doğmuş,
güzel kızım,
bu desenlere, şu ince desenlere iyice bakmanı salık veririm
beni sevmeni salık veririm
ben kızımı beslemek için,
öldüreceğim bir ala geyiğin kızını
bu kanlı geyik etlerini
dildiğim için önündeki tabağa
özür dilerim ala geyikten,
özür dilerim herkesten.
Ufuk Akbal, Tezgâh Fanzin
İZDİHAM