Uğur Ergün, Çığlık Çığlığa / İtiraf Vakti
Bu hayvanlar birlikte ne yalnız
İnsanlar ne kadar yalnız ikişer üçer
Beşiktaş’ta bir meyhanenin kapı ağzında
Ellerimde çiçek
Zihnimde annem kokan türkülerle
Geleceğin yolları bir bira bir çay eşliğinde
Halamın on yedisinde sardığı tütünün eşliğinde
Bekliyorum
Beşiktaş’ta bir meyhanenin eşiğinde
Beşiktaş’ta bir dünyanın eşiğinde
Kediler görüyorum, birlikte duran kediler
Gözlerinin en içine bakıp
Öyle soruyorum
Bu hayvanlar niye böyle yalnızlar
Bu insanlar bu şehirler neden böyle
Merve koş Merve yetiş
Martılar çığlık çığlığa ağlıyorlar
Bir geminin güvertesindeyim şimdi
Üstünde puantiyeli elbise
Gözünde her zamanki göz kalemi
Yola çıkarken dünyayı değiştirelim demiştik
Beş sene oldu
Kendimi bile değiştiremedim
Gençlik hayallerimiz vardı
Çiçekler çocuklar
Dünyalar vardı dünyalar içinde
Aşk vardı sevmek vardı sonra
Yani senin adın vardı, geçerdi kalbimde
Oturmuştuk yalnız bir dağın sol göğsünde
Şimdi ne bunlar var ne yalnız kalışlarımız
Dağ yine aynı dağ, ama
Manzara bi boka benzemiyor şimdilerde
Bir sen varsın, sen hep böyle güzelsin diyorum
Aferin sana
Seni iki gözünden öpüp
Devam ediyorum
Devam ediyorum işte
İşte şimdi itiraf vakti
Bu şiiri biraz sen sev diye yazdımsa
Biraz da Yakup okusun diye yazdım
Elinde tütünü, önünde çayı şekeri olunca
Şiirleri güzel okuyor hayta herif
Aferin ona da, hep böyle okusun
Canımı yesin
Yakup koş Yakup yetiş
Gençlik hayallerimize tecavüz ediyorlar
Uğur Ergün
İZDİHAM