Karıştım, kaldırımın hiç de öyle olmadığı zamanlarda
Gecekondu öksürüğüne tutulmaya.
Tütsülere inanalım diye
Süzme bir o kadar da peynirli taban,
Küflü evlerin ardından bakıyor bize ağaçlarda baykuşlar
Onları yuvalara doğru koştururlar.
Kimliğini yarıda, küllüğe, havalı olur diye bırakan
Ağzında anasının çamaşır sularını taşıyan
Geceleri radyoda siyaset arayan
ve durmadan ağlayan çocuklar olur diye
Masaya marijuana eken ağabeylerin olduğu çağda
İnsan konar göçerliğin arasındayım.
Karıştım.
İnandığım yüzlerin hepsinden geriye kalanım:
-Örselenmiş yerlerimiz hatrına, ne güzeldir yaşamak!
Diye bağırdım.
Haklıydım!
Yorulursam eğer daha fazla koştururlar.
At değilim, eşek ölüsüyüm.
Bir camekâna nakşedildim
Pelüş bir ölü.
Yuja Dab
İZDİHAM